2 Eylül 2013 Pazartesi

Kendine Ait Bir Oda - Virgina Woolf


KENDİNE AİT BİR ODA
Yazarı: Virgina WOOLF
Orijinal İsmi: A Room of One’s Own, 1929
Çeviren: Suğra Öncü
Yayın Hakları: İletişim Yayınları
-  Afa Yayınları, 1987 (5 baskı)
-  1-12. Baskı 2002-2011, İstanbul
-   13. Baskı 2012, İstanbul
-  127 sayfa


Kitaptan Alıntılar;

        * Kadınlar yüzyıllardır, erkek görüntüsünü gerçek boyutlarının iki katında gösterebilen enfes bir güce sahip büyülü birer ayna görevini yerine getirmişlerdi.

         * Uygar toplumlarda kullanımları nasıl olursa olsun, aynalar, tüm şiddete dayalı ve kahramanca eylemler için gereklidir. Napolyon ve Mussolini, her ikisi de bu nedenle kadınların zayıflığı üzerinde önemle dururlar, çünkü kadınlar daha aşağı düzeyde olmasalardı büyüteç işlevini yerine getiremezlerdi.
         … Kadın gerçeği söylemeye başlarsa erkeğin aynadaki görüntüsü küçülmeye başlar; yaşam karşısındaki uyumluluğu yok olur. Erkek sabah kahvaltısında ve akşam yemeğinde kendini gerçek boyutlarının en az iki katında göremezse, kararlar vermeyi, yerlileri uygarlaştırmayı, yasalar koymayı, kitaplar yazmayı nasıl sürdürecektir?

         * … her bir onluğu bozdurduğumda pasın ve çürümüşlüğün birazı silinip çıkıyor; korku ve burukluk yok oluyor. Bozuklukları çantama koyarken o günlerin burukluğunu anımsayıp, belirli bir gelirin insanda yarattığı huy değişikliği gerçekten olağanüstü, diye düşündüm.

         * 1470 yıllarında yani Chaucer’in yaşadığı çağın hemen sonrasında: Evli kadınların kocalarınca dövülmesi erkeklerin yasal hakkıydı ve bu hak, yüksek sınıflarda olduğu gibi aşağı sınıflarda da utanç duyulmadan uygulanırdı! Aynı biçimde, anne babasının seçtiği beyefendiyle evlenmeye karşı çıkan kız çocuk, kamuoyunda hiçbir tepki uyandırmadan odaya kilitlenip dövülebiliyor, yerden yere savrulabiliyordu. Evlilik, özellikle ‘şövalye’ (nezaket ve cömertlilik) niteliklerine sahip yüksek sınıflarda, kişisel bir beğeni olayı değil, ailesel açgözlülük meselesiydi… Evlenecek taraflara çokluk beşik kertmesi yapılır, evlilikse * Kadınlar yüzyıllardır, erkek görüntüsünü gerçek boyutlarının iki katında gösterebilen gerçekleştirilirdi!
         Bundan sonraki değinme iki yüzyıl sonrasına aitti, Stuartlar zamanında: Yüksek ve orta sınıf kadınlarının kocalarını kendilerinin seçmesi hala kuraldışı olmayı sürdürüyordu ve koca bir kere seçildi mi, efendi ve sahip oluyordu, en azından yasa ve gelenekler izin verdiğince.

         * … kurmaca yazın yazarları arasında… Anna Karenina, Emma Bovary, Madame de Guermontes akla bir çığ gibi üşüşen bir sürü ad ve bunlardan hiçbiri ‘kişilik ve kişilik yapısından’ yoksun kadınları anımsatmıyor. Gerçekten de kadınlar, yalnızca erkeklerin yarattığı kurmaca yazında varolsalardı, kişi onları son derece önemli, çok çeşitli, kahraman ve kötü, görkemli ve aşağılık, olağanüstü güzel ve iğrenç, bir erkek denli yüce, kimilerinin düşündüğü gibi daha da üstün bir insan sanabilirdi.

         * Ama ne yazık ki, kendileri için söylenenlere en çok aldıranlar, tam tersine, deha sahibi kadınlar ve erkeklerdir.

         * … sağlam kütlesi ve kubbeleriyle İstanbul’daki Ayasofya belirir karşımızda.

         * Örgü ve yergi, her ikisi de bir anlam taşımazlar. … bir değerlendirme yapmak, … tüm uğraşların en gereksizidir  ve yapanların dediklerine boyun eğmek tutumların en onursuzudur. Yazmak istediklerinizi yazdığınız sürece önemli olan tek şey budur, bunun yüzyıllarca mı yoksa yalnızca saatlerce mi kalacağını kimse söyleyemez. Ama kafanızda yarattığınız dünyanın tel bir telini, elimde gümüş bir kupa tutan başöğretmenin ya da bir ölçü cetveli tutan profesörün sözüne uymak için gözden çıkarmak en aşağılık ihanettir…


^-^ KEDİLER ^-^

        * … kuyruksuz kediyi görmemiş olacaktı.

         * … Manx kedisinin çimenlerin orta yerinde evreni sorguluyormuşçasına duruşunu izlerken…

         * … gülmemi, çimenliğin ortasında kuyruksuz haliyle biraz garip görünen zavallı Manx kedisine işaret ederek açıklamak durumunda kaldım.

         * Manx Adası’nda bulundukları söylenen kuyruksuz kedilerden sanılandan daha az vardır.

         * … bir tür ruha sahip olduklarını kabul etmekle birlikte kedilerin cennete gitmediklerini de söylemişti. Kediler cennete gitmez.

                                                   Okuduğum tarih: 27 Ağustos 2013


Yazar Hakkında Bilgi= 25 Ocak 1882’de doğdu. Roman türüne yaptığı özgün katkılarla edebiyat tarihine adını yazdırdı. Aynı zamanda döneminin en önemli eleştirmenlerinden biri olarak kabul edilir. 1925’te yayımlanan Mrs. Dalloway (İletişim Yayınları, 1999) ünlü yazarın adıyla birlikte anılacak ‘bilinç akışı’ tekniğinin en başarılı örneğidir. Virgina Woolf, 28 Mart 1941’de içine düştüğü ruhsal bir bunalım sonrasında evlerinin yakınlarındaki nehre atlayarak intihar etti. İletişim Yayınları yazarın 20. yüzyılın en iyi romanları arasında yer alan Mrs Daloway, Deniz Feneri, Orlando, Jacob’un Odası, Dalgalar, Flush, Perde Arası, Kendine Ait Bir Oda, Gece ve Gündüz, Dışa Yolculuk, Bir Yazarın Güncesi ve Yıllar adlı kitaplarını ‘Toplu Eserleri’ başlığı altında yayımlıyor.

ARKA KAPAK –

Kadın hareketinin elden düşürmediği önemli kitaplardan biri olan Kendine Ait Bir Oda, Virginia Woolfun belki de en kolay okunan kitabıdır. Kolay okunur, çünkü konu çok somuttur: "Kadın ve edebiyat". Erkeklerin kadınlara bıkıp usanmadan tekrarladıkları "ezeli" ve de "ezici" bir soru vardır. "Bizler kadar düşünme yeteneğiniz olduğunu ileri sürüyorsunuz. Madem öyle, neden Shakespeare gibi bir deha çıkaramadınız?" İşte Virginia Woolf bu "yakıcı" soruya, tarihsel ilişkilerin kökenine inip kütüphane raflarında şöyle bir gezindikten ve de kısa bir kadın edebiyatı tarihçesi çıkardıktan sonra esaslı bir yanıt getiriyor. Ve şöyle sesleniyor kadınlara: "Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!..."


4 yorum:

  1. yazarı okumak istiyorum dolu dolu bir kitapmış alıntılar da harika

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Alınacaklar listemde olan bir kitap değildi, hatta maalesef kitabı tesadüfen gördüm. Daha önce duymamıştım. Ve o anda alıp okumalıyım dedim:)
      Tavsiye ederim.
      Sevgiler.

      Sil
  2. Ben de geçen sene İdefix 'in sitesinden almıştım ve okumuş ,sevmiştim. Sanki yazarınkonuşmasını dinliyor gibi oolmuştum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun için teşekkürler canım arkadaşım.

      Sil