Sevgili Pinuccia'nın düzenlediği 'Kış Okuma Şenliği' okuma listem burada.
21 Mart itibariyle sona erdi ve final raporum şurada.
Akabinde 'Bahar Okuma Şenliği' başladı ve okuma listem orada.
Listenin 22. sırası: Türk bir yazardan bir üçleme veya aynı seriye ait üç kitap.
Bu kategoriyi tamamlayamadım. Çünkü serinin ikinci kitabını hiç sevemedim. Çok zor bitirdim ve zaten elimde üçüncü kitap yoktu, sırası gelince alacaktım. Mo'nun Gizemi 2- Otran'ı beğenmeyince onu da almadım.
Mo'nun Gizemi nispeten biraz daha heyecanlıydı. Tabii ilk gençlik yıllarımda okumuş olsaydım belki daha etkilenir ve sevebilirdim.
Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:
Okuma Halleri, Fotoğraflarla - Mo'nun Gizemi / Gülten Dayıoğlu
MO'NUN GİZEMİ
Yazarı: Gülten
Dayıoğlu
Türü: Fantastik
/ Bilim Kurgu
Yayın
Hakları: Altın Kitaplar
www.altinkitaplar.tr
- 6. Basım
/ Ekim 2013
- 288 sayfa
Kitaptan Alıntılar;
* Kitap okumayı
çok severim. Yazarlığın temeli okumaktır...
* Ben çok kitap
okuyan insanın sıradışı bir kimlik geliştirdiğine yürekten inanıyorum. O tür
bir kimlik edinen kişinin, yaşamı da sıradışı ve alabildiğine parlak oluyor.
* Mo'lar: Bir metre boyunda, balık gibi oval ve tombul
bir bedeni var. Yuvarlak başının tam ortasında dokuz küçük tümsekle çevrili,
yumruk kadar bir çıkıntı bulunuyor. Gözleri, yuvalarında her yöne dönebilen.
... petek göz... görüş alanları çok geniş... Denizlerin ve göğün derinliklerini
açık seçik görebiliyor. Balığınkini andıran ağzı, kıkırdağımsı dolgun
dudaklarla çevrili. Yüzün üzerinde, burun yok, ama iki iti burun deliği var.
Boynu belirgin.
Balığa benzeyen gövdesinin iki yanında, kanadı da andıran,
yüzgeç katmanları var.
... en göz alıcı yanları, derileri. Mo'ların pembe eflatun
karışımı derilerinden, gökkuşağı renklerinde ışıklar saçılıyor. Derinin üzeri
ipeksi pullarla kaplı. Mo denizdeyken, bu pullar sertleşiyor. Karaya çıkınca,
kuruyup incelerek adeta tüye dönüşüyor.
İstediği zaman, yerçekimini yenip, göğe yükselebiliyor.
^-^ KEDİLER ^-^
* Kediyi öldüren
meraktır...
- Yazım-Basım Hataları -
* Sf/94
... raslantı
sonucu...
* Sf/164
(boşluk ve kelime yok) bildiklerini...
* Sf/265
... sahipleri tarafından kapışılıyorda!..
Okuduğum tarih: Mart 2015
Yazma eylemi paralelinde, Türkiye'nin dört bir yanında , Okullar, Sivil Toplum Örgütleri , çeşitli kültür kuruluşları , Belediyeler vb. tarafından düzenlenen söyleşi ve imza günlerine katılarak, okuyucularıyla buluşuyor. Ülke çapında ,Eğitim Fakültelerinde eserleri yüksek lisans ve doktora tezlerine konu olmakta.
Roman, öykü, radyo televizyon oyunları yanında, yurtdışındaki işçi çocuklarının eğitim ve öğretim sorunları ile ülkemizdeki ilköğretim düzenini irdeleyen araştırmaları var. 1965’den beri zaman zaman bu konuları -CUMHURİYET : ( 1965-1967) ve MİLLİYET: (1967.....87..) gazetelerinde yazdı. Halen çeşitli dergilerde söyleşileri yayınlanmakta.
Yurtiçi ve yurtdışında katıldığı çeşitli oturumlarda, eğitim öğretim sorunları ve ÇOCUK-GENÇLİK EDEBİYATI ile ilgili olarak ,elliyi aşkın bildiri sundu.
İlkokul Üçüncü sınıfta ,öğretmeninin yazarlık yeteneğini saptamasıyla, yazma bilinci edinmeye başladı. On beş yaşımdayken, bir öyküsü, Afyon'da yerel bir gazetede (1950) yayınlandı. İlk kitabın basımı, 1963 yılında gerçekleşti.BAHÇIVANIN OĞLU adıyla okuyucuya sunulan bu kitap, çocuklar için hazırlanmıştı. O zamandan bu yana (1963-2007) kesintisiz olarak , yeni baskılarla kuşaktan kuşağa hizmet veren Yetmiş sekiz kitap yazdı. Bu eserler, 7 -18 yaş arası , çocuk ve gençlik düzeyine göre hazırlanmış ,öykü ve romanlarla gezi kitaplarından oluşmaktadır. Ayrıca yayınlanmış ya da yayına hazır, yirmiyi aşkın radyo ve televizyon oyunun vardır.
Yazar evlidir. Yüksek öğrenimlerini tamamlayıp(Avukat) hayata atılmış iki oğlu ve üç torunum vardır.. Eserlerinin bir bölümü ,çeşitli kurumlarca ödüllendirilmiştir. Bir bölümü de yabancı dillere çevrilmiştir.
Lise’de edindiği Fransızca yanında, ülkemizde ve İngiltere’de katıldığı dil kurslarında, orta derecede İngilizce öğrenmiştir.
ARKA KAPAK
Avustralya'ya gidiyordum.
Uçakta, her haliyle garip ve gizemli, genç bir adamla tanıştım. Kendisi Genetik
Mühendisiydi. Onunla insan kopyalama olgusu üzerine, ürperti verici konuşmalar
yaptık. Daha sonra o bana, roman yazmam için, yürek hoplatıcı bir serüven
aktardı. Bu serüveni, birbirlerine tutkulu bir aşkla bağlı olan, Defne ve Burç
adında, liseli iki genç yaşamıştı.
Böylece her sayfasında, acaba sorusuyla insanı kuşatan, bu soluk kesici roman ortaya çıktı. Ne var ki, bu olayda aklıma takılan bazı soruların yanıtlarını, hala bulabilmiş değilim:
Yol arkadaşım Burç, gerçek bir insan mıydı?
Yoksa ben, gen teknolojisi ve canlı kopyalama yöntemiyle, laboratuvarda oluşturulmuş biriyle mi yolculuk yapmıştım?
Böylece her sayfasında, acaba sorusuyla insanı kuşatan, bu soluk kesici roman ortaya çıktı. Ne var ki, bu olayda aklıma takılan bazı soruların yanıtlarını, hala bulabilmiş değilim:
Yol arkadaşım Burç, gerçek bir insan mıydı?
Yoksa ben, gen teknolojisi ve canlı kopyalama yöntemiyle, laboratuvarda oluşturulmuş biriyle mi yolculuk yapmıştım?
görüntü kombinlerine bayılıyorum :)) keyifli okumalar canım
YanıtlaSilÇok çok teşekkür ederim ♥♥
Sil