11 Ekim 2015 Pazar

Kedim ve Ben - Nils Uddenberg * Güz Okuma Şenliği 2015

Sevgili Pinuccia'nın düzenlediği 'Güz Okuma Şenliği' okuma listeme buradan ulaşabilirsiniz.

Listenin 20. sırası: Şimdiye kadar hiç kitabını okumadığınız dört yazardan birer kitap. Yazarların ikisi Türk, ikisi yabancı, ikisi kadın, ikisi erkek olmalı.



Yabancı kadın yazar kategorisi dahilinde okuduğum kitap için:

Jakaranda Ağacının Çocukları - Sarah Delijani



Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:


^-^ KEDİM VE BEN ^-^
Yazarı: Nils UDDENBERG
Özgün Adı: Gubbe och katt, 2012
Türü: Anı
Yayın Hakları: Yabancı Yayınları
www.yabanciyayinlari.com
-   1. Baskı: Haziran 2015, İstanbul
Çeviren: Pınar Polat
-   133 sayfa


 Kitaptan Alıntılar;

        * Kedi, kahverengi üstüne siyah çizgileri olan, tüylerinde hiç beyazlık bulunmayan bir kediydi.
         ... grili-kahverengili tüyleri olan...
(Kitabın kapağında kullanılan beyazları olan bir tekir. Keşke kitabın yazılış nedeni olan kediye uyan bir kedi seçilseydi.)
  
        * 'Ama emniyet kediyi ne yapacak?' diye sordum. Polis memuru kediyi onu sahiplenmek isteyebilecek birini bulacak bir barınağa götüreceklerini açıkladı. En kötü ihtimal de onu uyutmaktı. (uyutmak lafına cidden çok sinir oluyorum... uyutmak denince yapılan müdahele hafifletilmiş mi oluyor? uyutmak değil öldürmek!)
  
        * Bir gün karnında sevimli kediciklerle geri gelirse ne yapacaktık? Ben onları annelerinden ayırıp sonra da ölmelerine neden olamayacak kadar duyarlıydım. Belki yakınlarda onları zalim olmaktan uzak bir şekilde uyutabilecek bir veteriner vardır diye düşündüm. Çünkü biz yavru kedilerin sorumluluğunu alamazdık.
( Nasıl bir canlı sevgisiyse! Duyarlı olup bir zalim olmaktan uzak uyutmak yani öldürmek!!!)

        * Bir kedi mırladığında çok uzaktaki sesleri duyamaz; en fazla birkaç metre ötesini duyar.

        * Görünüşe göre aslanlar ve leoparlar gibi kaplanlar da mırlamazlar. Ama aksine vaşaklar özellikle erişkin olduklarında ve pumalar bütün hayatları boyunca mırlarlar.

        * Kediler birçok şeye dayanabilirler. Ama seçenekler iyi ve en iyi arasındaysa en iyiyi seçerler.

        * Patilerinin onu götürdüğü yere gitmiş olabilirdi.

        * Kediler normalde sevecenlikten uzak hayvanlardır.
(Kesinlikle katılmıyorum!)

        * Minnoş'un tüyleri başka türlü görünseydi belki ona kayıtsız kalabilirdim. Bazı kediler tuhaf tuhaf yerlerinde türlü renklerde benekleri olduğu için gerçekten çirkin oluyordu. Minnoş tekir rengi tüyleriyle çok güzel, narin ve ufaktı.
(ne hayvan sevgisi ama! Şekilci kafa!)

        * ... tabii ki de...

        * Köpeğin aksine kedi bir özgürlük sembolüdür.

        * ... iş arkadaşlarım ve yardımcılarımla benzer işler yapsam da aslında gerçekten onlardan biri olmadığımı memnuniyetle hissederim.

        * Köpekler avcılara sadakatle eşlik ederken, kediler yakalanan av için insanlarla rekabet halinde olmuşlardır.

        * 19. yüzyılın ortalarında Lund'da biyoloji profesörü olan Sven Nilsson da kedilerle ilgili pek olumlu düşünmez.
         ... sinsi karakterleri...
         ... kedilerin 'beşiklerdeki savunmasız çocukları öldürdükleri' ya da 'yaşlı insanları ciddi biçimde yaraladıklarını' öne sürer.
         Nilson kedileri 'acıkmasalar bile saldırgan hayvanlar' olarak değerlendirir. Kana susamış ve zalimdirler.
         (Manyak herif! Bildiğim küfürleri kendisine hediye ediyorum!)

        * ... Jean Cocteau bir kedinin kendisinin bulunmaktan hoşlandığı edebi ve sanatsal çevrelerin merkezinde olduğunu dile getirmiştir. Bu çevrelerde özgürlük, bağımsızlık ve sosyal statülere karşı kayıtsızlık sadakat açısından istisnasız en önemli kavramlardır.

        * Uyuşuk bir kedi ne olursa olsun en yatıştırıcı manzaralardan biridir.

        * Minnoş'a battaniyesinin altında kıvrılıp yatarken baktığımda kasları mükemmel bir şekilde gevşemiş olur ve benimle sessizliğiyle iletişim kurar. Onun bu kayıtsızlığı, esnemek ve gülmek gibi bulaşıcıdır.

                                                         Okuduğum tarih: Ekim 2015


Yazar Hakkında Bilgi=  https://sv.wikipedia.org/wiki/Nils_Uddenberg


 ARKA KAPAK –

August Ödüllü Nils Uddenberg'den içinizi ısıtacak bir Bestseller.

-İnsanlar ve kediler arasındaki ilişki nedir?
-Onlar da bizimkilere benzer duygular hissediyor mu?
-Ve en önemlisi; ona bağlanmamız, onun için ne ifade ediyor?

Bir evcil hayvan beslemeyi aklının köşesinden bile geçirmeyen yazar Nils Uddenberg, soğuk bir kış günü penceresinin dışında oturan, kocaman sarı gözleriyle kendisini izleyen bir kedi bulur. Nils'in hayatı işte o andan itibaren değişmeye başlar.

Nils zaman içinde evin içerisine kadar girip yerleşen bu sevimli tekirin hayata bakışını nasıl değiştirdiğini, bu kediciğe karşı hissettiklerinin kendisini nasıl şaşırttığını ve bu tüylü hanımefendiye ne çabuk bağlandığını son derece keyifli bir dille anlatırken, bir yandan da kedinin yaşantısını daha yakından inceleyerek, hepimizin merak ettiği bazı soruların cevaplarını arıyor. Kedim ve Ben, sevimli bir tekirin, emekli bir psikiyatr profesörünün hayata bakışını nasıl değiştirdiğinin gerçek hikâyesi…

"Tek kelimeyle büyüleyici bir hikâye. Nils Uddenberg keyifli anlatımının arasına kattığı küçük bilgilerle, gözlemlerini bizimle paylaşıyor ve biz mi kedilerin sahibiyiz, yoksa kediler mi bizim, sorusuna cevap arıyor."
- Carin Mannheimer, Swedish Public Radio P4-

"Bu kitap adeta altı haftalık bir kedi yavrusu kadar sevimli. Ane Gustavsson'ın çizimleriyle de bütünlenen hikâyede, yaşlı bir adamın hayatına bir anda giren bu kediye duyduğu sevgiyi tüm içtenliğiyle anlatışını okurken, aynı zamanda da bir psikiyatrın, bir kedi ve bir insan arasındaki bağa felsefi ve bilimsel yaklaşımını son derece keyifli bir dille gözler önüne serişine şahit oluyoruz."
- Nina Lekander, Expressen-


Mırk okumalarınız olsun ^-^


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder