* Nazım Hikmet sevdam malum ♡ Nazım Hikmet'in yazdığı veya Nazım Hikmet üzerine yazılan eserleri elimden geldiğince topluyorum.
* Zekeriya Sertel bu kitabında Nazım Hikmet'in Moskova'daki hayatından kesitler sunmuş. Özel ve sosyal yaşamından an'lar, anılar ve edebiyat çalışmalarıyla ilgili bölümler vee şiirlerinden tadımlık paylaşımlar bulunuyor.
* Zekeriya Sertel'in Vera ile yıldızı hiç barışmamış. Vera'yı Zekeriya Sertel'in bakış açısından okumak bana enteresan geldi.
* Kitabı @atlassahaf tan almıştım 📚 Burada da paylaşmıştım.
Nazım Hikmet paylaşımlarım:
Memleketimden İnsan Manzaraları - Nazım Hikmet
Piraye'ye Mektuplar - Nazım Hikmet
Çizgilerle Nazım Hikmet - Müjdat Gezen / Savaş Dinçel
Ferhad ile Şirin- Nazım Hikmet
Nazım'la Son Söyleşimiz - Vera Tulyakova Hikmet
Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:
NAZIM HİKMET'İN SON YILLARI
Yazarı: Zekeriya
SERTEL
Türü: Anı
Yayın
Hakları: Milliyet Yayınları
- Birinci
baskı: Ekim 1978
- 288 sayfa
Kitaptan Alıntılar;
* Bu hikayeyi
bana Nazım Hikmet kendisi anlattı idi. Fakat ne kadarı gerçek, ne kadar fantezi
bilemem. Nazım arada sırada böyle fanteziler yapmaya, hatta yalan söylemeye
bayılırdı.
* Zoya Kosmodemyanskaya,
İkinci Cihan Savaşı'nda partizan olarak Rus-Alman cephesi arkasında çalışan bir
ortaokul öğrencisidir. Almanların eline esir düşmüş. Ağzından örgütleri ve
arkadaşları üstüne bilgi koparabilmek için kendisine yapılmadık işkence
kalmamış. Fakat Zoya bütün bu işkencelere katlanarak arkadaşlarını ele
vermemiş. İşkence altında kahramanca ölmeyi yeğ görmüş.
* Ben ördek değilim banyo istemem / Nazım Hikmet
...
Ne var ki, Nazım yıkanmasını sevmezdi.
Sık sık terlediği ve çamaşır değiştirmek zorunda kaldığı halde sıcak bir
banyoya girip yıkanmaya katlanamazdı.
* Aralarında
Sovyet yazarı İlya Ehrenburg, Güney Amerika
şairlerinden Pablo Neruda, Brezilyalı ünlü yazar George Amado ve Nazım vardı.
Pablo Neruda elimi sıkarken,
- Nazım'a dikkat edin, dedi. Biz bu
adamın yanında şair bile sayılmayız.
* Memet'e
Son Mektubumdur
...
tohuma,
toprağa, denize inan
hepsinden
önce
kuruyan
dalın
sönen
yıldızın
sakat
hayvanın
duy
kederini...
*
İstanbul'da proleter olmaya özenen Nazım,
burada Moskova'nın en şık, en Avrupalı, en iyi yaşayan adamı oluvermişti. Bir
Sovyet yazarının dediği gibi, burjuva memleketinde proleter olan Nazım,
proleter memleketinde burjuva olmuştu.
*
... Piyoniye kampına, yani çocuk kampına,
özellikle Buda'nın tepesindeki Piyoniye çocuk trenine götürdüler. Ormanlar
içinde işleyen bu treni baştan aşağı çocuklar işletiyorlardı. İstasyondaki
memurlar çocuk lokomotifi idare eden makinist çocuk, makasçı çocuk, biletçi
çocuktu. Ama tren oyuncak değildi. Sahiciydi.
* Münevver ve
Memet'in koca ve babalarına kavuşmalarına izin vermenin insanca bir ödev
olduğunu hatırlatmış. Ne var ki, Adnan Menderes, yalnız karı-kocanın
mektuplaşmalarına razı olmuş. Uygulamakta olduğu ortaçağ cezasından
vazgeçmemiş.
* ağaçlar
anılardan uzun yaşar.
* Stalin döneminde
kolhozlara girmek istemeyen dört buçuk milyon köylünün öldürüldüğü biliniyordu.
...
Stalin 1937 ve 1948 yıllarında katliam denilebilecek iki
büyük temizlik yapmıştı. O tarihte yüzyıllardan beri Kırım'da yaşayan bir
milyon Türk'ü, 24 saat içinde çocukları, ihtiyarları, hastaları, gebe kadınları
ve gençleriyle evlerinden söküp trenlere bindirerek Kazakistan çöllerine
atıvermişlerdi. Azerbaycan'da -ki o vakit üç milyon nüfusu vardı- doktoru,
yazarı, öğretmeni, sanatçısı, aktörü, bestecisi vs. ile otuz bin genci 24 saat
içinde evlerinden alıp Sibirya'ya sürmüşlerdi. Özbekistan'da yarım milyon insan
aynı akıbete uğramıştı. Türkmenistan'da kalburüstünde adam bırakılmamıştı.
* Vera Tulyakova
- Kadının hesabı açıktı, Nazım'la evlenirse birdenbire Moskova'nın en tanınmış
kadını olacaktı. Birçok Sovyet kadınının özlemini çektiği lükse ve bolluğa
kavuşacak, zengin bir hayat yaşayacaktı. Zaten Nazım ihtiyar ve hasta bir
adamdı, bu evlilik hayatı nasıl olsa çok sürmeyecek ve kadın zengin bir mirasa
konacaktı. Onun için Nazım'a iki şart koşmuştu: Mutlaka resmi nikah yapmak,
hafta sonlarında evine gidip bir iki gün çocuğuyla kalmak.
Hatta Vera (kadının adı) Nazım'la ilişkisini kocasına
bildirmiş ve ondan izin istemişti. Kocası Nazım'a kadar gelerej karısının ileri
sürdüğü bu iki şart üzerinde ısrar etmişti. 'Resmen nikah yapmaz, karımın
çocuğunu görmek için haftada bir eve gelmesine izin vermezseniz ben de onu
boşamam' demişti. Yani karı koca bu işi beraber kararlaştırmışlardı. Oyun
açıktı, ama Nazım bunu görecek halde değildi.
* Kadının
güzelliği üstündeydi. Ama bende kaba bir köy kızı izlenimi bıraktı. Nazım
Vera'yı tanıttı bize.
- Karım, dedi.
O beni süzdü, ben onu süzdüm. Besbelli ikimiz de
birbirimizden hoşlanmamıştık. Ve galiba bu ilk karşılaşmanın bende bıraktığı
etkiyle ben Vera ile hiçbir zaman dost olamadım. Ben onu yadırgadım, o beni
yadırgadı.
* ... Moskova'ya
gitmiştim. Otele yerleşir yerleşmez, Nazım'ı ziyarete gittim. Kapıyı Vera açtı.
Üstünde basit bir ev elbisesi vardı. Nazım yoktu evde. Vera beni salona buyur
etti. ... Vera kaybolmuştu. Birden an kapılardan biri açıldı, Vera göründü.
Takmış takıştırmış, en son moda elbiselerinden birini giymişti. Kırıta kırıta
elbisesini göstermek ister gibi bana doğru yürüdü.
- Çok güzel, dedim, Paris mi?
- Hayır, dedi Roma.
Beş dakika kadar yanımda kaldı, oturmuyordu. Derken yine
kayboldu. Birkaç dakika sonra yine yan kapıda göründü, bu kez daha güzel başka
bir elbise giymişti. Gene aynı edayla bana doğru yürüdü.
- Paris mi, çok güzel, dedim.
- Hayır, Roma dedi.
* Nazım Hikmet
Afrika'ya gidecekti. Yola çıkmadan önce ev harçlığı olarak karısı Vera'ya
10.000 ruble, yani 10.000 dolar bırakmıştı. Evin aylık masrafı 1000 ruble idi.
Nazım'ın bu seyahati bir ay sürdü. Ay sonunda eve döndüğü zaman bu paranın
yerinde yeller esiyordu.
* Vera'nın
baskısı altında yanlarında uzun süre kalamadı. Bir daha da ne Münevver'i ne
Memet'i görebildi. Vera, Nazım'ın Varşova'ya gitmesine değil, telefon bile
etmesine izin vermiyordu. Nazım bir süre çocuğuna gizliden gizliye giyecek
falan gönderdi. Sonra bu da kesildi.
^-^ KEDİLER ^-^
* Yerlerde ne bir
çöp, ne sokaklarda kedi ve köpek. (!!!! Çöp ve kedi, köpek aynı cümlenin içinde,
cümlenin kurulumu ve gidişatına göre sanki varlıkları yanlışmış gibi!!!)
- Yazım-Basım Hataları -
* Sf/ 15
... güvendiği dostalrına
danışmak...
* Sf/ 32
... kalıyordu...
(u harfi kitapta farklı boyutta basılmış...)
* Sf/ 33
... bütün eskili
partili arkadaşları...
* Sf/ 60
... okuyamıyo
rum.
* Sf/ 72
... şaiiri...
* Sf/ 79
İçimızde...
* Sf/ 87
... sofra satlerce
sürer...
* Sf/ 99
dNazım'ın Yeğenleri
* Sf/ 102
... sı
kılmadın
mı?
* Sf/ 103
... birı
* Sf/ 110
... mahalesine...
* Sf/ 114
... mutlaka görüşmeli
istediğini...
* Sf/ 125
... Hasta olduğum sürece, maşımı alırım.
* Sf/ 136
O yalnız altın kafeslerde öten bülbüdür.
* Sf/ 151
... düşünülebilrdi?
* Sf/ 152
... Elzabeth
Blum...
* Sf/ 159
... ses çıkarmıyorlradı.
* Sf/ 242
Biz de hangi
ressamı beğeniyorsunuz?
* Sf/ 265
Yola çıkmadan önce ve
harçlığı olarak...
Evin yalık
masrafı...
* Sf/ 275
Münevver'le Nazım'ın buluşmalar çok açıklı oldu.
Temmuz 2017
ARKA KAPAK –
NAZIM HİKMET'İN SON YILLARI
Türkiye'den kaçışından
ölümüne kadar...
Nazım Hikmet'in son yıllarını
gurbetteki en yakın arkadaşı Zekeriya Sertel yazdı. Bu kitapta gizli kalmış bir
dönemi bulacaksınız.
* Nazım Hikmet'in Türkiye'den
kaçışı...
* Son yılları...
* Memleket özlemi,
* Şiirleri, aşkları ve
bunalımları...
Zekeriya Sertel diyor ki:
'Ben Nazım Hikmet'i
Türkiye'den ayrılıp Romanya^'ya ayak bastığı günden ölümüne kadar adım adım
izledim. Yakın bir arkadaşı olarak hayatının birçok kısımlarına katıldım.
Birçok çalışmalarına tanık oldum. Geçirdiği bunalımları, değişiklikleri
yakından izledim. Nerede olursa olsun onunla ilişkimi hiç yitirmedim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder