11 Eylül 2014 Perşembe

Çanakkale Gerçeği- Ellis Ashmead Bartlett *Yaz Okuma Şenliği 2014*

Sevgili Pinuccia'nın düzenlediği 'Yaz Okuma Şenliği'nin yavaş yavaş sonuna yaklaşıyoruz. Büyük bir ihtimalle ben listemdeki tüm kitapları okuyamamış olacağım. Ama son ana kadar ne okursam kar:) Geri kalanları da artık uzatmalarda okumaya devam:))

Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:

Okuma Halleri, Fotoğraflarla - Çanakkale Gerçeği / Ellis Ashmead Bartlett


Listenin 8. sırasındaki -Bir savaş kitabı-kategorisi dahilinde 'Çanakkale Gerçeği'ni okudum.


ÇANAKKALE GERÇEĞİ

-Bir İngiliz Savaş Muhabirinin Kaleminden-
Çanakkale Şehitlerinin Aziz Hatırasına...

Yazarı: Ellis Ashmead BARTLETT
Türü: Tarihi - Anı Dizisi - Savaş Raporları
Yayın Hakları: YeditepeYayınevi
www.yeditepeyayinevi.com
-   1. Baskı: Şubat 2005, 2. Baskı: Mart 2005, 3. Baskı: Ekim 2006, 4. Baskı: Şubat 2006, 5. Baskı: Ocak 2007, 6. Baskı: Şubat 2007
Özgün Adı: Ashmead Barlett's Despatches from the Dardanelles
Çeviren: Başkumandanlık Genel Karargahı İstihbarat Şubesi'nden Bahriye Kıdemli Kurmay Yüzbaşı Rahmi
Notlandırarak Günümüz Diline Hazırlayan: Muzaffer Albayrak
-   294 sayfa


Kitaptan Alıntılar;


        * Çanakkale Muharebeleri, gelecekte Kurtuluş Savaşı'nın önderi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olan Mustafa Kemal'i yıldızının parlaması ve 'Anafartalar Kahramanı' ünvanıyla bütün yurtta tanınmasına vesile olmuştur.

* Çanakkale Savaşı neticesinde yenilgiye uğrayan Müttefik ordusu Rusya'ya gerekli yardımı yapamadığından Rusya içinde bulunduğu toplumsal hareketleri kontrol altına alamadı. Bolşevik devrimi gerçekleşerek çarlık rejimi sonra erdi ve yeni hükümet savaştan çekildi.

* Hristiyanlık alemi, Fatih Sultan Mehmed'in 29 Mayıs 1453'deki uğursuz tarihte Bizans İmparatorluğu'na indirmiş olduğu şiddetli darbenin intikamını almak üzere, birlikte harekete geçmiştir.

        * ... inşa kılınmış olan harp gemilerinin en juvvetli ve mühimi ve en cazibedarı Queen Elizabeth'in...

* Türklerin Avrupa'daki günlerinin sayılı olduğunu herkes her ne kadar bilir ise de bu ölüşün pek kolay olmadığını ve bu hususta Türklerin insanüstü bir cesaret ve fedakarlık gösterdiklerini de kimse inkar edemez.

* Türkler, Çanakkale Boğazı'nın aşılamaz olduğuna daima inanmışlar...

        * Kale-i Sultaniye - Çanakkale'nin eski ismi.
Çanakkale’nin varoluş nedeni, boğaz kenarındaki Kala-i Sultaniye günümüzdeki adıyla Çimenlik Kalesi’dir. Kaleyi, Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettikten sonra 1462 yılında yaptırmıştır. 
http://tr.wikipedia.org/wiki/Kale-i_Sultaniye

* Türk askerleri, hendek ve siperler arkasında, pek güzel bir suretle harp edebilir ise de pek fena bir nişancı ve harp sanatına dair en ufak bir bilgiden bile habersizdir. Eğer Boğaz'ın savunması yalnız Türk askerinin eline bırakılmış olsaydı Müttefik donanmasının, şimdiye kadar İstanbul'da önünde bulunması kuvvetle muhtemel idi. Fakat Türk ordusu, yüksek askeri eğitim görmüş güzide Alman subayları tarafından idare edildiğinden ve bu subayların askeri ve ilmi olarak iyi yetişmiş olmalarından dolayıdır ki bugünkü Türk başka türlü bir düşmandır.

* Diğer savaş meydanlarından alınıp buraya yığılan bütün gemiler sanki bir maksat için ve ihtimal ki de Hristiyanlık aleminin, Osmanlı Türklerine karşı yapacağı son Haçlı Seferi içindir.

* İlk İngiliz savaş gemisinin Narrows'tan geçtiği anda Avrupa'daki Türk İmparatorluğu da sona erecektir. Bu gerçeği Türkler kadar kimse bilmez ve takdir edemez. Eğer Türkler kendi hallerine bırakılmış olsalar, belki şu son saatlerinde barışı imzalayıp, bağımsız bir millet gibi varlıklarını muhafaza etmeyi, bu derece fedakarlık yapmaya tercih edeceklerdi.

        * ... bu sonuncu ve en büyük Haçlı Seferi, bir vakitler Viyana kapılarından Kudüs'e kadar uzanmış olan eski Osmanlı İmparatorluğu'nun her bir köşesinde, kemikleri dağılıp kalmış olan Ortaçağ şövalyelerinin intikamını alacaktır.

* ... başınızı siperliklerden bir saniyecik olsun gösterecek olursanız bir Türk kurşununu alnınızdan yediğiniz andır.
Türklerin bu daimi avcılığı...

        * Durum geceleyin hakikaten tehlikeli bir hal almıştı, çünkü Türkler çok sayıda imdat kuvveti getirmiş olduklarından pek şiddetli ve kararlı karşı taarruzlarda bulunmuşlardı.
(W kumsallığı denen Tekke Koyu'nu sadece bir bölük Türk askeri savunuyordu. Gece olunca bu bir bölüğün sağ kalanları bir bölük askerle daha takviye olunmuştu. Bütün bu kuvvet, düşman kuvvetinin onda biri bile değildi.)

* Askerlerimizin savaşmakta olduğu bugünkü düşman evladları, namdar gazi ve şöhretli kumandan Osman Paşa'nın kumandasında olarak Plevne'yi kahramanca tutan arslanların aynıdır. Bugünkü Türkler, Avrupa politikasının tek faktörü olan varlıkları için savaşıyorlar. Bugünkü Türkler, her bir Türkün kaplten sevdiği ve iftihar sebebi olan İstanbul'u muhafaza için kanlarını döküyorlar.

* Türklerin, kendilerini gizlemek hususunda göstermiş oldukları muvaffakiyet hakikaten övgüye değerdir. Türkler, siperler kazarak bunlar içinde kendilerini gizlemekte ve yer üstünde, var olduğuna dair hiçbir iz göstermemekte pek mahirdirler.

        * Daha doğrusunu söylemek lazım gelirse topçularımız, gayet ustalıkla yapılmış olan Türk siperlerine karşı pek az bir hasar verebilmişlerdir.

        * Türkler son derece kahramanca ve fevkalade kararlı bir şekilde muharebe ettiler, aynı zamanda toplarını da gayet ustaca kullandılar.

        * Fakat düşman, pek amansız ve pek bahadırdı

        * Siperlerimizin önünde defnedilmeyip kalmış olan Türk ölülerinin cesetlerinin çokluğuna bakılacak olunursa 7 bin zayiatın pek asgari bir surette takdir edilmiş olduğu anlaşılır, ihtimal ki bu hücumda Türk ordusunun üçte biri mahv ve yok olup gitmiştir.
(19 Mayıs 1915'te Arıburnu Cephesi'nde Anzak siperlerine karşı yapılmış olan bu talihsiz ve başarısız hücumda Türk kuvvetlerinin zayiatı 3 bini şehid olmak üzere 10 bindir.)

        * Daha önümüzde uzun ve pek kanlı muharebeler vardır, çünkü Türk piyade askeri inatçı ve düşmandan yüz çevirmez bir muharip ve fevkalade cesur ve bahadırdır!..

        * Türkler unutuyorlardı ki tarihin şan ve şerefle taçlandırdığı Anglo-Sakson ırkı şaşırabilir ve faka asla yenilmez.
  
        * Yardımcı filoyu teşkil eden gemiler, eski ve mürettebatı da emekli denizcilerden ibarettir. Bunların içinde yaşları 48 ile 56 arasında değişen nice aile babaları veya büyükbabaları bulunmaktadır. Bu zavallılar denizlerde zorluk ve eziyet içinde geçen yıllarla bu yaşa ulaştıktan sonra kendi yurtlarında oturup çoluk ve çocukları ve torunları ile mesud ve tatlı bir hayat geçirecekleri ve hükümetin kendilerine bağlamış olduğu az bir emekli maaşına kanaatle rahatça yaşamaya uğraşacakları yerde -gayet battal ve fena düşünülmüş bir fikre uyarak- buralara kadar sürüklenmişlerdir. Böyle fena ve battal bir fikir de şüphesizdir ki İngiltere'den başka bir memlekette kabul mevkii göremez!..

^-^ KEDİLER ^-^

        * ... eski hanelerin enkazı arasında dolaşan aç kedilerinden başka köy içinde tek bir canlı mahluk kalmamıştı.

- Yazım-Basım Hatası -

        * Sf/169
         ... Frasızların 75 mm'lik topunun...

                                                   Okuduğum tarih: 11 Eylül 2014


Yazar Hakkında Bilgi=  Gazeteci ve savaş muhabiri Elis Ashmead Bartlett (1881-1931), 1885-1892 yılları arasında İngiltere Deniz Bakanlığı'nın sivil Lord'u olan Sir Ellis Ashmead Bartlett'in en büyük oğludur. Baba Bartlett 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı, 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı ve 1899'da oğullarından ikisinin göre yaptığı Boer Savaşı'na tanık oldu.
         Oğlu Ellis Ashmead Bartlett babasının yolunu izledi. 16 yaşında, Türk-Yunan Savaşı'nda Türk ordusunun içinde olan babasına eşlik etti. Boer Savaşı'nda Bedfordshire Alanyı'nda teğmen olarak hizmet gördü. Rus-Japon Savaşı'nda, Fransa'nın Fas Seferi'nde (1907) Fransızlarla ve Trablusgarp Savaşı'nda (1911) İtalyanlarla beraber özel savaş muhabiri idi. 1912'de Birinci Balkan Savaşı'nda Türk karargahında idi.
         Bartlett'in Çanakkale Seferi'nde katılmayı sabırsızlıkla bekliyor olması şaşırtıcı değildi. İstanbul'a yönelik kuvvetlere katılma izni almak üzere 11 Mart 1915'te Winston Churcill'e yazılı talepte bulundu. Daily Telegraph'ta gazeteci olmasına rağmen, Gazete Sahipleri Kurumu temsilcisi olarak bütün Londra basını ve çok sayıda İngiliz, Avrupa ve Amerika gazetelerine faaliyet raporu sağlayabilmek amacıyla müracaat etmişti. 13 gün sonra müracaatı kabul edildi.
         Bartlett'in savaş raporları birliklerin kahramanlık ve cesaretini göklere çıkarıyor, ancak kumanda heyetini eleştiriyordu. ... Genel Karargahın resmi raporlarına aykırıydı.
         İngiltere'ye geri döndüğünde Liverpool'da uzun bir sorgulamaya tabii tutuldu ve yazılarını teslim etmesi istendi.
         Bartlett Gelibolu Seferi hakkında yazmaya devam etti ve 50 yaşında ölümünden üç yıl önce, 1928'de Sansürsüz Çanakkale Seferi adlı kitabı yayınladı.


ARKA KAPAK –

            Tarihi olayların anlaşılması ve yorumlanmasında, hatıra, günlük türü belgelerin subjektif olması muhtemel olmakla birlikte; bu tarz eserler, olayların arka planını verip insanî duygulan öne çıkarması açısından kayda değer öneme sahiptir.
         Elinizdeki kitap, savaş esnasında millî duyguları ön plana çıkmış, Osmanlı Devleti'ne ve Müslüman Türk milletine karşı ön yargılı ve hasmane görüşlere sahip bir İngiliz savaş muhabiri Ellis Ashmead Bartlett'in kendi kamuoyunu bilgilendirmek üzere Londra basınına gönderdiği raporlardan oluşmaktadır. Yazar Çanakkale önüne gelen Müttefik ordusu için de 'son ve en büyük Haçlı Ordusu' ifadesini kullanmaktan çekinmez...
         Kitap, savaşın siper arkasını, insanî yönünü vermesi ve Bartlett'in şahsında İngiliz kamuoyunun savaşa bakışını aksettirmesi bakımından önem taşımaktadır. 


Keyifli okumalarınız olsun...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder