17 Nisan 2015 Cuma

Duvar- Aytuğ Akdoğan * Bahar Okuma Şenliği 2015

Sevgili Pinuccia'nın düzenlediği 'Bahar Okuma Şenliği' okuma listeme buradan ulaşabilirsiniz.

Listenin 17. sırası: Çok uzun süredir okumaya niyetlenip okumayı sürekli ertelediğiniz bir kitap...



Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:

Okuma Halleri, Fotoğraflarla - Duvar / Aytuğ Akdoğan


Aytuğ Akdoğan'ın bu dördüncü kitabı.
Ben daha önce iki kitabını okumuş ve paylaşmıştım:

Ağladı ve Gözyaşlarını Öptüm - Aytuğ Akdoğan



DUVAR
Yazarı: Aytuğ AKDOĞAN
Türü: Roman
Yayın Hakları: Destek Yayınları
www.destekyayinlari.com.
-   Ekim 2014 (5000 adet)
-   135 sayfa


Kitaptan Alıntılar;

        * Seksen yaşında bir kadınla yirmi yaşında bir genci yan yana gömmüşlerdi. Acaba o kimin yanına gömülecekti, yaşarken hiç görmediği?
   
        * Rakamlar... Ne ki sözcükler yanında...

        * ... gölgesiyle beklemek...

        * Biliyor musun, yan yana bile ayrı yazılıyor.

        * Tüm savaşlar iç savaştır... çünkü tüm insanlar kardeştir.

        * Gelen haberler arasından, genelevde çalışan seks işçilerinin direnişçilere kapılarını açtıklarını öğrendiler. Karin, 'Bir daha kimseye orospu çocuğu derken hakaret etmeyeceğim.'

        * ... kitap okurken sevdiğim yerlerin altını çizeceğime, üstünü karalamaya başladım.    


-DUVAR-

        * Her bir tarafı renkler ve yazılarla aydınlatılmış duvarlardan birinin önünde durdu ve okumaya başladılar...

        * ... yalnızlık kokan evinde duvarlar ve eşyalar yerli yerinde duruyordu...

        * Duvar, ilk defa o zaman yıkıldı.

        * ... kendi elleriyle ördüğü yeni bir duvarın yüksekliğinde esir olmuş bir halde...

        * Birkaç duvarın daha arasından geçip...

        * ... başka duvarların ardındaki başka bir odaya geçti...

        * Kapalı, dört duvar arasında bir hücrede rüzgar estirmeye...

        * Tüm duvarlarai tüm perdelere... sinmişti soğukluğu.

        * Ya yıllarca dört duvar arasında tutsak kalıp da unutursam denizin kokusunu...

        * ... içtiğim her sigarayı evinin duvarlarında söndürüp...

        * ... tankların girdiği şehirlerin duvarlarını...


^-^ KEDİLER ^-^

        * Çatılarda özgürce dolanan kedileri düşündü, kimsenin kim olduğunu sormadığı.

        * Kendini kedi gibi sevilmeye bırakmıştı...

        * ... yanından usulca geçen bir kediye selam verdi.

        * ... evin kedisini severken buldu. Kediler dedi, kafadan hasta hepsi...
         Kedin var mı?
         Annem .. kedileri sevimsiz ve tiksinç bulurdu..
         Artık seviyor mu kedileri?

        * Nasıl ölmek isterdin?
         Böyle; bir kedinin başını okşarken, öylece...

        * Kedi keyifle kıçını yalamaya başladı.

        * Kedi yabancının üstünden atladı.

        * ... yolda gördüğü tüm kedi ve köpeklerle selamlaşmış, konuşmuştu.

        * ... annesinin titizlik takıntısı yüzünden eve sokmadığı kediler.

        * Koşan insanların kucaklarında kediler...

        * ... ilk defa bir eve giren kedi gibi ürkek ve meraklıydı.

        * ... kedice süründü vajinasına.

        * Gölgede uyuyan bir kedi gördü aşağıda.

        * Gölgedeki kediyi arı soktu.

        * ... kediler, ağaçlar...

        * Sevilmek için miyavlayarak bacaklarına sürtündü.

        * ... karnını kaşımasıyla kedi öfkelenir gibi oldu...
         Kedi oradan uzaklaştı...
         Sevdiği kedi sonunda onu tırmalamış...

        * Shakespeare'in bir yaz gecesi rüyasında kedice dolanacağım çatılarda yabanıl, özgür

                                                               Okuduğum tarih: Mart 2015


Yazar Hakkında Bilgi=  www.aytugakdogan.blogspot.com.tr


ARKA KAPAK –

Mezar taşları gibi yükselen binaların arasında hapsedilmiş ve geçmişinin gölgesinde kaybolmuş yabancı, bir gün eroin bağımlısı bir kızla tanışır ve birbirlerinin özgürlüklerini sorgularken soluğu direnişte alırlar. Yabancı, evini -sıcak ve rahat hapishanesini- direnişçilere açar, ancak ilerleyen günlerde bir polisi yaralayarak şiddetin çıkmaz döngüsünde esir düşer. Geriye hesaplaşması gereken sevdikleri kalır. Ve tırnaklarıyla teker teker kazmaya başlar mezarlarını. Hâlâ hayatta, ancak can çekişmekte olan ağabeyini de gördükten sonra…
* * *
Aytuğ Akdoğan'ın ağırlıklı olarak bilinç akışıyla kaleme aldığı ve noktalama işaretlerini gönlünce değiştirip kendi şiirsel diliyle birleştirdiği bu psikolojik romanında, her bir parça, olaylar geliştikçe bütündeki yerini bularak anlamlarını kuvvetlendiriyor. Dünyanın her köşesinde ve her zaman diliminde okunabilecek nitelikteki roman, sonunda tüm ötekiler için hafızalara kazınacak yeni bir manifesto haline geliyor!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder