30 Ekim 2016 Pazar

İnsan Olmak - Engin Geçtan

Sevgili Ebru videolarında ısrarla Engin Geçtan okuyun deyince kayıtsız kalamadım:) Diren Kitapçı'da 'İnsan Olmak', Tezgah Kitabevi'nde de 'Hayat'ın ikinci eli karşıma çıkınca heyecanla ikisini de aldım.


İlk olarak 'İnsan Olmak' kitabını ele aldım. Okumaktan hoşlandığım bir tarza sahip olduğundan beklentim biraz yüksekti kitapla ilgili. Ancak maalesef 95. sayfada okumayı bıraktım. Bana biraz işlenen konular heyecansız aktarılmış hissi uyandırdı. Bu da okurken sıkılmama neden oldu.
Dediğim gibi bu tarzda okuduğum yazarlar var ve ilgimi çekiyor. Misal; Üstün Dökmen, Irvin Yalom, Doğan Cüceloğlu... O sebeple 'Hayat' kitabını da merak ediyorum. İlk fırsatta okumayı düşünüyorum.


İNSAN OLMAK
Yazarı: Engin GEÇTAN
Türü: Eğitim - Psikoloji
Yayın Hakları: Metis Yayınları
-   1.-4. Basımlar: Adam Yayınevi, 1983 5.-25. Basımlar: Remzi Kitabevi, 1988
-    Metis Yayınları'nda 1. Basım Ocak 2003               7. Basım: Mart 2008
Kapak Resmi: Rene Magritt'in Cam Anahtar (1959)
Kapak Tasarımı: Emine Bora
-   184 sayfa


 Kitaptan Alıntılar;

        * İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana geçen süre içinde çağdaş toplumlar kendine özgü bir olguyu da birlikte getirmiştir. İnsan eskisinden çok daha fazla sayıda insanla, çok daha kısa süreli, daha yüzeysel ilişkiler kurma eğilimindedir. Bu, soğuk bir günde karşılaşan bir grup kirpinin öyküsüne benzer. Kirpiler ısınabilmek için birbirlerine sokulurlar, ama dikenleri birbirine batar. Birbirlerinden ayrıldıklarındaysa soğuktan rahatsız olurlar. İleri geri hareket ederek sonunda dikenlerini batırmadan birbirlerini ısıtabilecekleri en uygun uzaklığı bulurlar.

        * Eski Isparta uygarlıklarında cılız ve sakat çocukların yaşamasına izin verilmezdi. Çinliler iki cins arasındaki dengeyi korumak için bazen yeni doğmuş kız çocuklarını açıkta bırakarak ölüme terk ederlerdi. Dünyanın çeşitli bölgelerinde, doğan ikizlerden birini öldürme geleneği uzun süre korunmuştur.

        * Çocukluklarında engellenmiş kişiler, ana-baba olduklarında çocuklarının, vaktiyle kendilerine tanınmamış hak ve özgürlüklere sahip olmalarına karşı bilinçdışı bir kıskançlık duygusu geliştirebilirler.


 ^-^ KEDİLER ^-^

        * ... 'Külkedisi' gibi dünyaca bilinen bazı...


                                                                           Ekim 2016


Yazar Hakkında Bilgi=  Engin Geçtan (d. 12 Ocak 1932İzmir - ) Türk psikiyatri profesörü, psikoterapist ve yazar.
İlk, orta ve lise eğitimini İzmir’de tamamladı. 1956'da İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra uzmanlık eğitimi için ABD'ye gidip New York ve Columbia üniversitelerinde öğrenim gördü (1956-1961). Bu süreçte genel psikoloji, dinamik psikiyatri, çocuk psikolojisi ve nöroloji alanlarında çalışmalar yaptı.
1968'de doçent, 1974'te profesör oldu. ODTÜAnkaraBoğaziçi ve Marmara üniversitelerinde öğretim üyesi olarak çalıştı.
Psikiyatri üzerine yazdığı kitaplarında genelde varoluşçu psikiyatri ve psikanalitik düşünceye yer verir. Ayrıca, psikiyatriyi edebiyat alanında da kullanmış ve akademik çalışmalarının dışında, bir romancı olarak da tanınmıştır.
Özgürlük, depresyon, çocukluk, birey ve toplum ilişkileri, yaşam ve ölüm gibi temel varoluşsal kavram ve sorunların yanı sıra uyku, psikodrama yöntemleri, yeme bozuklukları gibi özel konuları da ayrıntılı biçimde ele alıp işlediği kitaplarında, genel olarak, yaşamı seyredenler ve gerçekten yaşayanlar diye iki tip insanı tasvir eder. Yaşamak için durup düşünmek ve sorun üretmek yerine hayata karışmayı salık verir. Sadece bireyin sorunlarıyla yetinmeyen Geçtan, toplumsal hastalıkları da sebep ve sonuçlarıyla irdelerken Türkiye özelinde toplumsal yapıdan örnekler verip bireysel sorunlara paralel toplumsal analizler yapar.



ARKA KAPAK –

İlk kez yayımlandığı 1983'ten günümüze defalarca baskı yapmış ve okurla kurduğu yapıcı ilişkiyi kanıtlamış olan bu kitabında Engin Geçtan insan olmanın ikilemini şöyle anlatır: "Çağdaş toplumlar kendine özgü bir olguyu da birlikte getirmiştir. İnsan eskisinden çok daha fazla sayıda insanla, çok daha kısa süreli, daha yüzeysel ilişkiler kurma eğilimindedir. Bu, soğuk bir günde karşılaşan bir grup kirpinin öyküsüne benzer. Kirpiler ısınabilmek için birbirlerine sokulurlar, ama dikenleri birbirine batar. Birbirlerinden ayrıldıklarındaysa soğuktan rahatsız olurlar. İleri geri hareket ederek sonunda dikenlerini batırmadan birbirlerini ısıtabilecekleri en uygun uzaklığı bulurlar."

Son yirmi yılın dünyasındaki sosyal ve maddi değişimler düşünülürse, kirpilerin birbirine daha da çok ihtiyaç duyduğunu, her kirpinin bu ikilem karşısında kendi cevabını bulması gerektiğini, tam da bu yüzden İnsan Olmak'ın bugün daha da güncel olduğunu söyleyebiliriz.
 

Defterimden...


Keyifli okumalarınız olsun.


1 yorum:

  1. Engin Geçtan, konusundaki fikirlerine tamamen katılıyorum. Zamane de aynı şekildeydi. Resmen bir bilgisayarın tuttuğu kayıtları okuyormuş gibi hissetmiştim. O zaman videoda da demiştim, sanırım bu artık mesleki olarak kendisinin profosyonel yaklaşımının zirvesinde olmasıyla alaklı bir şey; ama ben o kada profosyonel bakamıyorum olaylara. :)

    YanıtlaSil