İlk olarak 'İnsan Olmak' kitabını ele aldım. Okumaktan hoşlandığım bir tarza sahip olduğundan beklentim biraz yüksekti kitapla ilgili. Ancak maalesef 95. sayfada okumayı bıraktım. Bana biraz işlenen konular heyecansız aktarılmış hissi uyandırdı. Bu da okurken sıkılmama neden oldu.
Dediğim gibi bu tarzda okuduğum yazarlar var ve ilgimi çekiyor. Misal; Üstün Dökmen, Irvin Yalom, Doğan Cüceloğlu... O sebeple 'Hayat' kitabını da merak ediyorum. İlk fırsatta okumayı düşünüyorum.
İNSAN OLMAK
Yazarı: Engin
GEÇTAN
Türü: Eğitim -
Psikoloji
Yayın
Hakları: Metis Yayınları
- 1.-4.
Basımlar: Adam Yayınevi, 1983 5.-25. Basımlar: Remzi Kitabevi, 1988
- Metis
Yayınları'nda 1. Basım Ocak 2003 7.
Basım: Mart 2008
Kapak
Resmi: Rene Magritt'in Cam Anahtar (1959)
Kapak
Tasarımı: Emine Bora
- 184 sayfa
Kitaptan Alıntılar;
* İkinci Dünya
Savaşı'ndan bu yana geçen süre içinde çağdaş toplumlar kendine özgü bir olguyu
da birlikte getirmiştir. İnsan eskisinden çok daha fazla sayıda insanla, çok
daha kısa süreli, daha yüzeysel ilişkiler kurma eğilimindedir. Bu, soğuk bir
günde karşılaşan bir grup kirpinin öyküsüne benzer. Kirpiler ısınabilmek için
birbirlerine sokulurlar, ama dikenleri birbirine batar. Birbirlerinden
ayrıldıklarındaysa soğuktan rahatsız olurlar. İleri geri hareket ederek sonunda
dikenlerini batırmadan birbirlerini ısıtabilecekleri en uygun uzaklığı
bulurlar.
* Eski Isparta
uygarlıklarında cılız ve sakat çocukların yaşamasına izin verilmezdi. Çinliler
iki cins arasındaki dengeyi korumak için bazen yeni doğmuş kız çocuklarını
açıkta bırakarak ölüme terk ederlerdi. Dünyanın çeşitli bölgelerinde, doğan
ikizlerden birini öldürme geleneği uzun süre korunmuştur.
* Çocukluklarında
engellenmiş kişiler, ana-baba olduklarında çocuklarının, vaktiyle kendilerine
tanınmamış hak ve özgürlüklere sahip olmalarına karşı bilinçdışı bir kıskançlık
duygusu geliştirebilirler.
^-^
KEDİLER ^-^
* ... 'Külkedisi'
gibi dünyaca bilinen bazı...
Ekim 2016
Yazar Hakkında Bilgi= Engin Geçtan (d. 12 Ocak 1932, İzmir -
) Türk psikiyatri profesörü, psikoterapist ve yazar.
İlk, orta ve lise
eğitimini İzmir’de tamamladı. 1956'da İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni
bitirdikten sonra uzmanlık eğitimi için ABD'ye gidip New York ve Columbia üniversitelerinde öğrenim
gördü (1956-1961). Bu süreçte genel psikoloji, dinamik psikiyatri, çocuk
psikolojisi ve nöroloji alanlarında çalışmalar yaptı.
1968'de doçent, 1974'te
profesör oldu. ODTÜ, Ankara, Boğaziçi ve Marmara üniversitelerinde öğretim
üyesi olarak çalıştı.
Psikiyatri üzerine
yazdığı kitaplarında genelde varoluşçu psikiyatri ve psikanalitik düşünceye yer
verir. Ayrıca, psikiyatriyi edebiyat alanında da kullanmış ve akademik
çalışmalarının dışında, bir romancı olarak da tanınmıştır.
Özgürlük, depresyon,
çocukluk, birey ve toplum ilişkileri, yaşam ve ölüm gibi temel varoluşsal
kavram ve sorunların yanı sıra uyku, psikodrama yöntemleri, yeme bozuklukları
gibi özel konuları da ayrıntılı biçimde ele alıp işlediği kitaplarında, genel
olarak, yaşamı seyredenler ve gerçekten yaşayanlar diye iki tip insanı tasvir
eder. Yaşamak için durup düşünmek ve sorun üretmek yerine hayata karışmayı
salık verir. Sadece bireyin sorunlarıyla yetinmeyen Geçtan, toplumsal
hastalıkları da sebep ve sonuçlarıyla irdelerken Türkiye özelinde toplumsal
yapıdan örnekler verip bireysel sorunlara paralel toplumsal analizler yapar.
ARKA KAPAK –
İlk kez yayımlandığı 1983'ten
günümüze defalarca baskı yapmış ve okurla kurduğu yapıcı ilişkiyi kanıtlamış
olan bu kitabında Engin Geçtan insan olmanın ikilemini şöyle anlatır:
"Çağdaş toplumlar kendine özgü bir olguyu da birlikte getirmiştir. İnsan
eskisinden çok daha fazla sayıda insanla, çok daha kısa süreli, daha yüzeysel
ilişkiler kurma eğilimindedir. Bu, soğuk bir günde karşılaşan bir grup kirpinin
öyküsüne benzer. Kirpiler ısınabilmek için birbirlerine sokulurlar, ama
dikenleri birbirine batar. Birbirlerinden ayrıldıklarındaysa soğuktan rahatsız
olurlar. İleri geri hareket ederek sonunda dikenlerini batırmadan birbirlerini
ısıtabilecekleri en uygun uzaklığı bulurlar."
Son yirmi yılın dünyasındaki sosyal ve maddi değişimler düşünülürse, kirpilerin birbirine daha da çok ihtiyaç duyduğunu, her kirpinin bu ikilem karşısında kendi cevabını bulması gerektiğini, tam da bu yüzden İnsan Olmak'ın bugün daha da güncel olduğunu söyleyebiliriz.
Son yirmi yılın dünyasındaki sosyal ve maddi değişimler düşünülürse, kirpilerin birbirine daha da çok ihtiyaç duyduğunu, her kirpinin bu ikilem karşısında kendi cevabını bulması gerektiğini, tam da bu yüzden İnsan Olmak'ın bugün daha da güncel olduğunu söyleyebiliriz.
Defterimden...
Keyifli okumalarınız olsun.
Engin Geçtan, konusundaki fikirlerine tamamen katılıyorum. Zamane de aynı şekildeydi. Resmen bir bilgisayarın tuttuğu kayıtları okuyormuş gibi hissetmiştim. O zaman videoda da demiştim, sanırım bu artık mesleki olarak kendisinin profosyonel yaklaşımının zirvesinde olmasıyla alaklı bir şey; ama ben o kada profosyonel bakamıyorum olaylara. :)
YanıtlaSil