Dostoyevski'den 'Ölüler Evinden Anılar'ı okumuş ve burada paylaşmıştım.
Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:
Okuma Halleri, Fotoğraflarla - İnsancıklar / Fyodor Dostoyevski
İNSANCIKLAR
Yazarı: Fyodor
DOSTOYEVSKI
Orijinal
Adı: Bedniye Iyudi
Türü: Roman
Yayın
Hakları: Can Yayınları
- 1.
basım: 2013 5. basım:
Aralık 2014, İstanbul (3000 adet)
Rusça
aslından çeviren: Sabri Gürses
- 175 sayfa
Kitaptan Alıntılar;
* İnsancıklar ya
da asıl isminin birebir çevirisiyle söylenirse 'Zavallı, Yoksul İnsanlar' adlı
roman...
* çuhonka:
Rusların etnik aşağılama amacıyla Finlandiyalı ve Estonyalı kadınlara
verdikleri isim.
* ... kimseye yük
olmamak bir ahlak dersidir; ben kimseye yük olmuyorum!
* ... keşke benim
Züleyha'mın tek bir gözyaşında bütün bir şiiri görebilselerdi!
* Utancı cebime
sakladım.
-
Yazım-Basım Hatası-
* Sf/ 18
D toyevski'yi...
Ekim 2016
Yazar Hakkında Bilgi= Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (Rusça:
Фёдор Миха́йлович Достое́вский (d. 11 Kasım 1821, Jülyen:
30 Ekim, Moskova -
ö. 9 Şubat1881, Jülyen: 28
Ocak, Sankt Peterburg), Rus roman
yazarı.
Çocukluğu sarhoş bir baba
ve hasta bir anne arasında geçiren Dostoyevski, annesinin ölümünden sonra Petersburg'taki
Mühendis Okulu'na girdi. Babasının ölüm haberini burada aldı. Okulu başarıyla
bitirdikten sonra İstihkâm Müdürlüğü'ne girdi. Bir yıl sonra istifa ederek
buradan ayrıldı. Ordudan ayrıldıktan sonra edebiyata yönelen
Dostoyevski'nin ilk kitabı İnsancıklar, 1846 yılında
yayımlandı. Bu eserinin ardından yazdığı kitaplarla beklediği başarıya
ulaşamayan Dostoyevski'nin umudu kırıldı ve politikayla ilgilenmeye başladı.
1849 yılında devlet
aleyhindeki bir komploya karıştığı iddiası ile tutuklandı. On ay hapisanede
kalan Dostoyevski, kurşuna dizilmek üzereyken diğer sekiz tutuklu arkadaşı ile
affedildi. Cezası dört yıl kürek, dört yıl da adî hapse dönüştürüldü. Cezasını
çekmesi için Sibirya'da bulunan Omsk Cezaevi'ne
gönderildi. Burada geçirdiği dört yılın ardından er rütbesi ile hizmete
verildi. Subaylığa kadar yükseldi. 1857 yılında Mariya
Dmitriyevna İsayeva ile evlendi. Beş yıl boyunca görev yapan Dostoyevski, 1859 yılında özgür
bırakıldı ve Petersburg'a yerleşti.
Petersburg'a döndükten sonra Ezilenler (1861)
ve Ölüler Evinden Anılar (1862) adlı
eserleri yazdı. Kardeşiyle birlikte iki dergi çıkardı. 1862'de arzuladığı Avrupa seyahatini
gerçekleştirdi. Sara nöbetleri ve kumar bağımlılığı yüzünden maddi açıdan
darlığa düştü. Bu dönemde Yeraltından Notlar (1864), Suç ve Ceza (1866), Kumarbaz (1866), Budala (1868), Ebedi Koca (1870)
ve Ecinniler (1872)
gibi eserleri yazdı. Eşinin ölümünden sonra sekreteriyle evlendi. Yeniden
borçlandı ve kumaranelerde gezmeye başladı. Kızının ölümünün ardından büyük bir
sarsıntı geçirdi. Delikanlı (1875), Bir Yazarın Günlüğü (1876) ve Karamazov Kardeşler (1879) adlı
eserlerinde yazarlık hayatı boyunca konu edindiği temaları yeniden ele
aldı. Karamazov Kardeşler adlı yapıtını üç yılda bitiren Dostoyevski,
bir ciğer kanamasıyla yatağa düştü ve 28 Ocak 1881 tarihinde öldü.
Dostoyevski için 31 Ocak 1881 tarihinde yapılan cenaze töreninde yaklaşık otuz
bin kişi tabutunun arkasından yürüdü. Dünya edebiyatını en çok etkileyen
ve en çok okunan yazarlardan biri olan Dostoyevski'nin eserleri birçok 20.
yüzyıl düşünürünün fikirlerini derinden etkiledi.
Kitap Hakkında Bilgi= İnsancıklar (Rusça: Бедные люди, Bednye Lyudi), 19. yüzyıl Rus yazarlarından Dostoyevski'nin ilk romanı (1846). İlk Rus toplumsal romanı sayılır. Romanın ana teması diğer Dostoyevski romanlarında olduğu gibi "acıma"dır. Eserin ortaya çıkışı ilginçtir:
Yazar eseri bitirir
bitirmez bir arkadaşına (Grigoroviç) okutur, o da eserden o kadar etkilenir ki
romanı hemen gecenin bir yarısı döneminin önemli şairlerinden Nikolay
Nekrasov'a götürür. Romanı "başyapıt" olarak
tanımlayan Nikolay Nekrasov, ertesi gün romanın el
yazmalarını yakın arkadaşı ve döneminin saygın eleştirmenlerinden Belinski'ye götürür. Belinski de romanı
kısa sürede okur ve roman hakkında şunları yazar:
İki gündür kendimi bu
kitaptan uzaklaştıramıyorum. Yeni bir yazar, yeni bir yeteneğin kalemi bu; onu
tanımıyorum, kimdir, neye benzer bilmiyorum ama bu roman Rusya'da hayatın
sınırlarını öyle kahramanlara veriyor ki bize, bundan önce hiçbir yazar bu
kadarını düşlerinde bile göremezdi... Rusya yeni bir Gogol kazandı.
Olaylar o kadar hızlı
gelişir ki Dostoyevski bile buna şaşırır. Roman Dostoyevski'nin büyük
umutlarıyla yayımlanır ve Dostoyevski bir anda tanınan bir yazar durumuna
gelir. Böylece daha ilk eserinde başarıyı yakalar.
İnsancıklar, mektup-roman
tarzında kaleme alınmış kısa ve toplumsal içerikli bir romandır.
Dostoyevski'nin acıma duygusu daha bu ilk eserinde bile belirgindir. Roman,
yaşlı bir katibin küçük bir kıza olan aşkını ve bu kıza karşı gösterdiği
saygınlık çabalarını konu alır. İnsancıklar Dostoyevski'nin ilk yapıtı olmasına
rağmen en önemli romanlarından biri sayılır.
ARKA KAPAK –
Yıl 1846'dır. Genç
Dostoyevski, ilk romanı İnsancıklar'ı tamamlar tamamlamaz ev arkadaşı yazar
Grigoroviç'e okutur. Grigoroviç o kadar heyecanlanır ki birkaç kez kalkıp
Fyodor'un boynuna sarılmak ister; fakat arkadaşının aşırı duygu gösterilerinden
hoşlanmadığını bildiği için yapmaz. Grigoroviç ertesi gün romanı yazar ve
yayımcı Nekrasov'a götürür; kitaptan çok etkilenen Nekrasov da eleştirmen
Belinski'ye... "Yeni Gogol doğdu!" der, Nekrasov, daha kapı ağzında.
Aynı günün akşamı, Belinski'ye tekrar uğradığında onu heyecan içinde bulur:
"Nerede kaldınız? Nerede bu Dostoyevskiniz? Genç mi? Kaç yaşında? Hemen
getirin bana onu!"
Belinski'nin evine getirilen yirmi üç yaşındaki genç yazar, daha sonra orada olanları şöyle anlatacaktır: "Ve işte... beni onun yanına götürdüler. Belinski'yi birkaç yıl önce heyecanla okumuştum, ama bana ürkütücü ve sert gelmişti ve benim İnsancıklar'ımla alay edecek diye düşünüyordum. Beni çok saygılı ve ağırbaşlı bir şekilde karşıladı; ama daha bir dakika bile geçmeden her şey bambaşka oldu... Ateşli ateşli, alevli gözlerle konuşuyordu. "Siz kendiniz anlıyor musunuz?" diyordu bana tekrar tekrar, alışkanlığı olduğu üzere bağırarak, "Ne yazmış olduğunuzu anlıyor musunuz?.. Bütün bu korkunç gerçeği, bizlere göstermiş olduğunuz bu gerçeği siz mi düşündünüz? Olamaz, sizin gibi yirmi yaşında birinin bütün bunları anlamış olmasına imkân yok... Gerçeği keşfetmiş ve bir sanatçı olarak ilan etmişsiniz, size bir yetenek verilmiş, yeteneğinizin değerini bilin ve emin olun, siz büyük bir yazar olacaksınız."
Yıl 2014. 168 yıl sonra Dostoyevski her kuşağın başucu yazarlarından olma özelliğini koruyor ve İnsancıklar, onun dünya edebiyatına ilk armağanı...
Belinski'nin evine getirilen yirmi üç yaşındaki genç yazar, daha sonra orada olanları şöyle anlatacaktır: "Ve işte... beni onun yanına götürdüler. Belinski'yi birkaç yıl önce heyecanla okumuştum, ama bana ürkütücü ve sert gelmişti ve benim İnsancıklar'ımla alay edecek diye düşünüyordum. Beni çok saygılı ve ağırbaşlı bir şekilde karşıladı; ama daha bir dakika bile geçmeden her şey bambaşka oldu... Ateşli ateşli, alevli gözlerle konuşuyordu. "Siz kendiniz anlıyor musunuz?" diyordu bana tekrar tekrar, alışkanlığı olduğu üzere bağırarak, "Ne yazmış olduğunuzu anlıyor musunuz?.. Bütün bu korkunç gerçeği, bizlere göstermiş olduğunuz bu gerçeği siz mi düşündünüz? Olamaz, sizin gibi yirmi yaşında birinin bütün bunları anlamış olmasına imkân yok... Gerçeği keşfetmiş ve bir sanatçı olarak ilan etmişsiniz, size bir yetenek verilmiş, yeteneğinizin değerini bilin ve emin olun, siz büyük bir yazar olacaksınız."
Yıl 2014. 168 yıl sonra Dostoyevski her kuşağın başucu yazarlarından olma özelliğini koruyor ve İnsancıklar, onun dünya edebiyatına ilk armağanı...
Merhabalar,
YanıtlaSilDünyanın en büyük yazarlarından kabul edilen Rus Yazar Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’nin 1866’da yayımlanan ve güncelliğini hiç yitirmeyen ölümsüz eseri Suç ve Ceza adlı romanından hafızama kazınan 20 alıntıyı okumanız için sizinle de paylaşmak istedim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/dostoyevskinin-suc-ve-ceza-romanindan-hafizama-kazinan-20-alinti/
‘’Sonra öğrendim bunun asla olmayacağını, insanların değişmeyeceğini ve onları kimsenin değiştiremeyeceğini ve bunun çabalamaya değmediğini. Evet, böyledir.’’ En çok da bu cümle hafızamda yer edinmişti. İnsanları olduğu gibi kabul etmemiz ve değiştiremeyeceğimiz şeyler için kendimizi üzmememiz gerekir.
Umuyorum keyifle okursunuz,
sağlıkla kalın.
❝Kendisinden hiçbir şey saklamadığımı gördükçe bana olan bağlılığı çoğalıyordu.❞
YanıtlaSilDostoyevski’nin İnsancıklar kitabıyla ilgili yorumum ve sevdiğim alıntılar için tıklayabilirsiniz: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/dostoyevski-insanciklar-kitap-yorumu/