Müslüman bir aile ve çevreye doğmuş olan Asiya'nın, hem babası hem de çevreden uygulanan baskıların onun tüm hayatını nasıl etkilediğini okuyoruz.
Cebbar sıkı bir kadın hakları savunucusu olduğundan 'kadınların avukatı' olarak anılmıştır.
2005 yılında ise Fransız Edebiyat Akademisi'ne kabul edilen ilk Arap kadın yazar olmuş.
Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:
Okuma Halleri, Fotoğraflarla - Asiya Cebbar / Baba Evinde Bana Yer Yok
BABA EVİNDE BANA YER YOK
Yazarı: Asiya
CEBBAR
Orijinal
Adı: Nulle Part Dans La Maison De Mon Pere
Türü: Roman /
Otobiyografik
Yayın
Hakları: Kırmızı Kedi Yayınları
- Birinci
Basım: Ocak 2013
Kapak
Tasarımı: Yeşim Ercan Aydın
Çeviri: Aysel
Bora
- 279 sayfa
Kitaptan Alıntılar;
* Çocukluk
duyulmaz sır,
Sessizliklerin tozu mudur?
* ... Şerçel'in
girişinde sadece Avrupalılara açık olan geniş plajda nasıl yürüdüğünü, sonra
güneşin altında sere serpe uzanmış mayolu Fransız kızlarının gözleri önünde
'Araplara yasaktır' yazılı levhaları ayağıyla, göstere göstere nasıl yerle bir
ettiğini...
* ... o kırmızı
Türk fesini kafasından çıkarmamakta inat eden bu 'Arap öğretmen' artık çok
oluyordu (Avrupalı veli böyle düşünüyordu): 1930'lu yıllarda, 'çağdaşlaşmak'
isteyen Mağripli genç Müslümanlar arasında Atatürk modernizmi çok modaydı.
* 'Hayır,
istemiyorum, istemiyorum -ses etmeden koşup gelen anneme avaz avaz bağırarak
tekrarlıyor-, ben kızımın bisiklete binip de bacaklarını göstermesini
istemiyorum!
...
Cümlede özellikle şu Arapça 'bacaklar' kelimesi vardı ve
babamın benden bir şey koparıp beni sınırladığını hissetmek beni kırmıştı, o
şey ona ait değildi ki; o bendim! Bacaklarım mı, ne olmuş yani? Onlarla yürümek
zorundayım; her çocuğun bacakları olur! Onun bu yaptığı gerçekten de haksızlıktı!
Böyle yaparak onları benim şahsımdan ayırması aşağılayıcıydı, bunun
farkındaydım ama neden?
...
Ve bana konulan bu yasakta 'bacak' kelimesi bir leke gibi
duruyordu!
Bu, vücudunun diğer kısımlarından ayrılmış be bir avluda
pedal çeviren bir çift küçük kız bacağının görüntüsü karşısında her oğlan
çocuğunun, her yetişkin erkeğin, her ihtiyarın mutlaka azgın birer röntgenci
olduğunu ilan etmek demekti!
* Gözleri yerde
yürümek, Avrupalı bir kız sanıldığı için kızarmak, benim gibi sırf yürümek için
yürümekten zevk alan genç kızlara henüz nadiren rastlandırdı çünkü... En
önemlisi de dışarıda yüreğinin dilini, yani anadilini konuşamamak; etrafınızda
gidip gelen Fransız kızları sayesinde dikkat çekmezseniz; en önemlisi bir Arap
erkeğiyle o samimi dilde konuşmamak; sizi hemen inceler, her yaştan Avrupalı
bir kadına gösterdiği doğal saygı kendi cemaatinden bir genç kıza karşı
husumete dönüşür; 'Utanmaz! Çarşafı da yok, başını bile örtmemiş!' dercesine
dik dik yüzünüze bakar.
Kendi kabilenizin insanları size düşman olurlardı! Onların
karşısında açılmanız, kimliğinizi açıklamanız söz konusu bile olamaz; oysa siz
aslında tesettürsüzsünüz! Ama gene de 'maske' takmışsınız, evet, yabancı bir
dille maskelemişsiniz kendinizi! Oysa dışarıda anadiliniz size ihanet edecek,
sizi ele verecek; nerdeyse parmakla gösterecekler sizi!
...
Arkanızdan ahlakınızdan da şüphe ederlerdi!
Şu gerçeği çok erken kavramanız gene de iyi: Yedisinden
yetmişine bu erkek takımı sizin gelip geçici ya da karşı klandan yabancı bir
kadın olduğunuza inanırsa size saygı gösterir, hatta size gülümser; ama sizin
'kendilerinden' olup serbestleştiğinizi bilmek, onlara göre akla ziyan bir
şeydir.
^-^ KEDİLER ^-^
* ... bir kediye
döndüm ben... patileri olmayan bir kedi!
... O artık kederlere gömülmüş bir kediye dönmüş ama kedi
ellerinin ya da patilerinin tırnaksız olduğunu söylemedi, hayır: 'bla didates'
dedi, Arapça 'patileri olmayan' diye fısıldadı!
Bu imge beni derinden sarsıyor: 'patileri olmayan bir kedi...'
* ... birden
kendine 'kedi' diyen kadına...
* Dişi bir kedi
gibi hissediyorum kendimi, patileri olmayan bir kedi! ... ilk kelimelerdeki
cinsellik pırıltısı 'patileri olmayan'ın çıplaklığına gömülüyor... Baban beni
sarıp sarmalardı, bana gücünü verdi ama gidişi beni... 'tırnaksız mı' bıraktı?
Hayır, 'Patisiz!'
-
Yazım-Basım Hataları-
* Sf/ 44
... geçek bir
salondaymış gibi...
* Sf/ 117
... oruç bozma
vaktine...
* Sf/ 155
Bu gençSahralıya...
Şubat 2017
Yazar Hakkında Bilgi= Asiya Cebbar, 1936'da Şerçel, Cezayir'de
doğdu. Roman, şiir, tiyatro oyunu ve denemeleri olan yazar, edebiyatın yanı
sıra birçok filmin de yapımında yer almıştır. İlk romanı La Soif 1957'de
yayımlandı. Bu kitabını 1962'de Les Enfasns du Nouveau Monde, 1967'de Les
Alouettes naives, 1985'e L'Amour, la fantasia (Aşk ve Fantazya), 1991'de Loin
de Medine, 1996'da Blanc de I'Algerie izledi. Eserlerinin çoğunda kadınların
toplumsal yaşamda karşılaştığı sorunları ele alan Cebbar, feminist görüşleriyle
tanınır. Belçika Kraliyet Akademisi üyesi olan ve birçok saygın üniversitenin 'fahri
doktor' unvanına layık gördüğü yazar, 2006'da Fransız Akademisi'ne kabul
edildi. Kitapları 21 dile çevrilen Cebbar, 2001 yılından beri New York
Üniversitesi'nde Fransız edebiyatı dersleri veriyor.
2015 yılında Paris’te bir
süredir tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.
Çevirmen Hakkında Bilgi= Aysel Bora, İstanbul'da doğdu. İstanbul
Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Meydan Larousse'un çevirmen
kadrosunda yer aldı ve pek çok ansiklopedik yayına katkıda bulundu. Çevirdiği
kitaplar arasında, Kuşatılmış Yaşamlar (M. Houellebecq); Kibar Fahişelerin
İhişam ve Sefaleti, On Üçlerin Romanı (Balzac); Tohum Ölmezse, Theseus,
Isabelle (A. Gide); Ben Gidiyorum (J. Echenoz); Bilmemek, Ölümsüzlük, Roman
Sanatı, Perde (M. Kundera); Ölümcül Kimlikler (A. Maalouf); Nedjma (Kateb
Yacine); Açlığın Şarkısı, Ourania (J. M. G. Le Clezio), Doğdum (G. Perec)
sayılabilir.
ARKA KAPAK –
Cezayir kıyı şeridinde küçük
bir kasabadaki okulda tek "yerli" öğretmen olan babası ve genç, güzel
annsiyle yaşayan küçük bir kız... Asiya Cebbar hatıralarının çalkantısında,
okul yıllarını ve kendini yetiştirenleri anlatıyor. Bunların başında da kendi demokrasi
ideallerine rağmen, kızına da aşılamayı kafasına koyduğu katı İslam değerlerine
bağlı kalan babası Tahir geliyor: Küçük kız, dünyayı kitaplarla keşfedecek,
ardından sıra yazmaya gelecektir.
Baba Evinde Bana Yer Yok,
Asiya Cebbar'ın kendi kadın ve yazar kimliğini ilk kez anlattığı otobiyografik
bir roman. Burada özgürlüğe susamış, atalardan miras kalan gelenekler ve bilgi
birikimiyle zenginleşmiş, Cezayir ile Fransa arasında bölünmüş bir çocuk, daha
sonra da bir genç kız görüyoruz. Yazar, utangaç ve heyecan dolu mahrem
hikâyesinin ötesinde, sanki bir zamanlar kendini bulmak, kendisi olmak adına
koparmak zorunda kaldığı bağları yeniden sağlamlaştırmak için Arap-Berberi bir
geçmişe, bir ülkeye, bir babaya saygılarını sunuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder