Sevgili Pinuccia'nın düzenlediği 'Yaz Okuma Şenliği' okuma
listeme buradan ulaşabilirsiniz.
Listenin 6. sırası: Yasaklanmış bir kitap.
Sadık
Hidayet'in eserleri günümüzde Avrupa'daki politik İslamcı çevrelerden yoğun
eleştiriler almaktadır ve birçok romanı (özellikle de Hacı Ağa) artık
Fransa'daki kitapçılarda ve kütüphanelerde bulunamamaktadır. Kör Baykuş ve Hacı
Ağa adlı romanları 2005 yılında düzenlenen 18. Uluslararası Tahran Kitap Fuarı'nda
yasaklanmıştır.
Kasım
2006 itibariyle Sadık Hidayet'in tüm eserleri geniş çaplı bir tasfiye
politikası kapsamında İran'da yasaklı durumdadır.
https://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%A2d%C4%B1k_Hid%C3%A2yet
Kör Baykuş (1936) romanının ilk yayını da
Hindistan'da yapılmış. İran'da satışı yasaklanmış bu romanın.
KÖR BAYKUŞ
Yazarı: Sadık
HİDAYET
Özgün adı: Büf-i kür
Farsça
aslından çeviren: Behçet Necatigil
Türü: Roman
Yayın
Hakları: Yapı Kredi Yayınları
www.ykykultur.com.tr
- Türkçe
ilk baskısı: Varlık Yayınları, İstanbul, 1977
- YKY'de 1.
baskı: İstanbul, Ağustos 2001
- 95 sayfa
Kitaptan Alıntılar;
* Nevruz (nev:
yeni, ruz: gün): İran'da yeni yıl,baharın ilk günüyle başlar (21 Mart). Yeni
yılın 13. gününde uğursuzluk getirebilecek kötü ruhları kovmak için, o gün halk
kırlara çıkar.
* ... kendimi
gölgeme tanıtmak isteği...
* ... camsız
pencereler...
^-^
KEDİ ^-^
* ... neredeyse
boğuşacak iki kedi gibiydik.
-
Yazım-Basım Hataları-
* Sf/ 53
... örtülerin araksına
saklamak...
* Sf/ 91
... onları birbirine masallardaki mantık balar.
Okuduğum tarih Haziran 2015
Yazar Hakkında Bilgi= 17 Şubat 1903 tarihinde Tahran'da
dünyaya geldi ve bu kentteki Fransız Lisesi'nde eğitim gördü. 1925 yılında
eğitimini sürdürmek amacıyla Avrupa'ya gitti. Bir süre diş hekimliğine ilgi duyduysa da mühendislik okumak
için diş hekimliğinden vazgeçti. Fransa ve Belçika'da
geçirdiği dört yılın ardından İran'a
döndü ve kısa sürelerle çeşitli işlerde çalştı.
İlk
hikâyelerini Paris'teyken yazdı. 1936'da Hindistan'a
giderek Sanskritçe öğrendi. Buradayken Budizm'i
inceledi ve Buda'nın
kimi yazılarını Farsça'ya çevirdi.
Sadık
Hidayet sonunda tüm hayatını Batı Edebiyatı çalışmalarına
ve İran tarihi ile folklorunu araştırmaya
adadı. En çok, Guy de Maupassant, Çehov, Rilke, E.A. Poe ve Kafka'nın
eserleriyle ilgilendi. Hidayet birçok hikâye, kısa roman, iki
tarihi dram,
bir oyun,
bir seyahatname ile
bir dizi yergili komedi ve taslak kaleme aldı. Yazıları arasında ayrıca birçokedebiyat eleştirisi, İran folkloru ile
ilgili araştırmalar ve Orta Farsça ile Fransızcadan
yapılmış çeviriler yer alır. Sadık Hidayet, İran Dili ve Edebiyatını uluslararası çağdaş edebiyatın bir
parçası haline getiren yazar olarak kabul edilir.
Sonraki
yıllarda, zamanın sosyo-politik problemlerinin de etkisiyle, İran'ın gerilemesinin
sebebi olarak gördüğü monarşiye ve ruhban sınıfına yoğun eleştiriler
yöneltmeye başladı. Eserleri aracılığıyla bu iki kurumun su-i istimallerinin
İran milletinin sağırlığının ve körlüğünün sebebi olduğunu gösterme çabasına
girdi. Çevresine, özellikle de, çağdaşlarına yabancılaşan Hidayet, son
eseri Kafka'nın Mesajı'nda ancak
ayrımcılık ve baskı sonucunda yaşanabilecek bir melankoli, umutsuzluk ve ölüm
halinden bahseder.
Sadık
Hidayet'in en tanınmış eseri 1937 yılında Bombay'da
yayımlanan Kör Baykuş'tur.
Beethoven ve Çaykovski dinlemeyi
seven ve afyon tiryakiliği
bilinen Sadık Hidayet, resimle de uğraştı. Günümüze kalabilen
resimleri Hassan Qa'emian tarafından bir araya getirildi. Kimileri bu
eserlerde sanatsal bir değer bulmazken, kimilerine göre de bunlar geleceğin
resimleridir.
Ölümünü
yirmi beş yıllık arkadaşı Bozorg Alevi şöyle
anlatır: "Paris`te
günlerce, havagazlı bir apartman aradı, Championnet caddesinde buldu
aradığını. 9 Nisan 1951 günü dairesine
kapandı ve bütün delikleri tıkadıktan sonra gaz musluğunu açtı. Ertesi gün
ziyaretine gelen bir dostu, onu mutfakta yerde yatar buldu. Tertemiz giyinmiş,
güzelce tıraş olmuştu ve cebinde parası vardı. Yakılmış müsveddelerin
kalıntıları, yanıbaşında yerde duruyordu."
Yılmaz Güney`in
de yattığı Père Lachaise (okunuşu: per laşez)
mezarlığında gömülüdür.
Sadık
Hidayet'in eserleri günümüzde Avrupa'daki politik İslamcı çevrelerden yoğun
eleştiriler almaktadır ve birçok romanı (özellikle de Hacı Ağa) artık
Fransa'daki kitapçılarda ve kütüphanelerde bulunamamaktadır. Kör Baykuş ve Hacı
Ağa adlı romanları 2005 yılında düzenlenen 18. Uluslararası Tahran Kitap Fuarı'nda
yasaklanmıştır.
Kasım
2006 itibariyle Sadık Hidayet'in tüm eserleri geniş çaplı bir tasfiye
politikası kapsamında İran'da yasaklı durumdadır.
https://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%A2d%C4%B1k_Hid%C3%A2yet
Çeviren Hakkında Bilgi= Behçet Necatigil, 16 Nisan 1916'da
İstanbul'da doğdu. Kastamonulu Babası Necati Efendi, annesi Bedriye Hanım’dır.
Hasta olan annesi, şair henüz iki yaşındayken vefat etti.
1936'da Kabataş Erkek Lisesi'nin edebiyat
bölümünden birincilikle mezun oldu Kabataş Erkek Lisesi'nde ve İstanbul
Eğitim Fakültesi'nde edebiyat öğretmenliği yaptı. Kabataş Erkek
Lisesi'nde Demir Özlü, Hilmi Yavuz gibi
yazar ve şairlerin öğretmeni oldu.
İlk
şiiri, lise öğrencisi olduğu yıllarda Varlık
Dergisi'nde çıktı. O tarihten ölümüne kadar hep eserler verdi.
Şiirlerinde evler, aile, çevre, aşk, bunalım, hastalık, yalnızlık ve ölüm
temalarını işledi. Eski ve yeni kelimeleri ustaca şiirine yerleştirdi. Sağlam
ve tutarlı bir şiir dünyası oldu.
Şiir kitapları
dışında, düz yazılarını topladığı Bile/Yazdı adlı eseri de
bulunmaktadır. Almancadan çeviriler yapan Necatigil, radyo oyunları da
yazmıştır. Bu alandaki çalışmalarını; Yıldızlara
Bakmak (1965), Gece Alevi (1967), Üç
Turunçlar (1970), Pencere (1975) kitaplarında topladı.
Ailesi
ölümünden sonra, Necatigil Şiir Ödülü'nü her yıl verilmek
üzere oluşturdu. Ayrıca Kabataş Erkek Lisesi 3 Fen-F sınıfına Behçet
Necatigil Dersliği adı verildi.
Babasının
işleri nedeniyle İstanbul’dan babasının memleketi Kastamonu’ya dönüş yaşandı.
Orada hastalandı şair ve yeniden İstanbul’a döndüler. 1931 yılında Kabataş
Lisesi’ne orta ikinci sınıftan başladı ve 1936'da okulun edebiyat bölümünden
birincilikle mezun oldu.
İstanbul
Yüksek Öğretmen Okulu’nu 1940 yılında bitirdi. Kars Lisesi’nde başladığı
edebiyat öğretmenliğini, İstanbul Eğitim Enstitüsü’nde 1972 de emekli olarak
sona erdirdi. 13 Aralık 1979 tarihinde ölüm kapısını çalana kadar emeklilik
günlerini evinde edebiyatla yoğunlaşarak, çalışarak geçirdi. Ölümle dalga
geçmesini de bilmişti şair:
"Uzayacağa
benzer,
Tutuştuğumuz
lades.
İşi
gücü bırakıp
Mezarlığa
nazır
Bir eve
taşındım
Ölüm,
sen beni aldatamazsın,
Aklımda!"
İlk
şiiri 1935 yılında Varlık Dergisi’nde çıktı. Kastamonu’da edebiyat öğretmeni
1930 yılında Necatigil’in okul defterine şu notu düşmüştü: "Yarının iyi
bir kalemine sahipsin. Boş durma, oku!" O çocuk ileride "her aşktan
geriye kaç şiir kalır, ona bakalım!" diyerek aşkı şiirle sorgulayacak
güçte bir şair olacaktır.
Yazın
dünyasında çok çeşitli eserler verdi. Şiir başta olmak üzere, tiyatro oyunları,
radyo tiyatroları yazdı. “Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü” (1960) ve 220 Türk
yazarından 750 roman, hikâye kitabı ve oyunun konu özetlerini veren
“Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü” (1979) gibi edebi bilim dünyasına eserler
kazandırdı. Çeviri çalışmalarını Almanca dilinden gerçekleştirdi. Birçok ödül
aldı; birçok kitabı yayımlandı.
Beşiktaş
Camgöz Sokağı'ndaki 22 numaralı ahşap evde yaşadı önce ailesiyle. Camgöz
Sokağı'nın adı artık "Behçet Necatigil Sokağı"dır. 1964 yılında yine
Beşiktaş'ta, Nüzhetiye Caddesi üzerindeki Deniz Apartmanı'nın bir dairesini
satın alarak oraya taşındılar. Necatigil, ölümüne dek bu apartmanın 23 numaralı
dairesinde yaşadı.
Bir
yazıda kullanmak üzere ajandama bir not almışım: “Yazar önce odasından çıkar,
sonra evinden, sonra şehrinden, sonra ülkesinden; yazarken olgunlaşır,
yoğunlaşır, esrir, yetkinleşir. Önce ülkesine döner, sonra şehrine sonra evine,
sonra odasına.” Bu söylem sanki Behçet Necatigil’i anlatıyor. Evine, odasına
dünyayı, evreni sığdıran bir şairdir o. Öğrencilik ve öğretmenlik yılları yani
yaşamı eviyle okul arasında geçti. Çok sınırlı sayıda dostu olan Behçet Necatigil’in
odası Hilmi Yavuz’un deyişiyle dünyadan büyüktür. Yalın ve dingin bir yaşamın
içinde düşünsel ve dilsel fırtınalar vardır.
Necatigil
kalabalıklara karışmayan özgün yaşamıyla varoluş felsefesinin biricik yaratıcı
insan tanımlamasına çok uygun bir yaşam sürdü. Şiire felsefeyi yedirdi ve
felsefeyi şiirle aşabildi. Oryantalizmin tuzaklarına kapılmadan Doğu ve Batı
kültürünü ustalıkla harmanladı.
“Biz de
gittik, önemli mi? Bizim de şiirlerimiz – Çevrildi. Batı dillerine. Bir batılı
geçtiğim çizgilerden – Geçmedikçe – Ne kadar anlar beni – Sirklerde zebra.
Eğlencelik arar gibi – Okuyacaksa beni – Kalsın istemem ondan gelecek – Hayır.
Ben kendi yurttaşlarıma - Anlatamıyorsam derdimi – Kalsın - Kalsın daha
iyi!"
Şair
bir sözcüğe, bir söyleme, bir dizeye birden fazla anlam yükleyerek ilk bakışta
basit gibi duran şiirlerin sihirbazıdır. O basit gibi duran şiirleri okumak çok
keyif verir, derinine inmek için okuyucudan çaba ister şiir;neredeyse bir
Behçet Necatigil mihmandarına gereksinimi vardır okuyucunun. Onun şiirinde
anlam tek değildir. Yine öğrencileri olan Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu'nun hayatını
anlatan Kelebeğin Rüyası adlı filmde hayatından
bir kesit canlandırıldı.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Beh%C3%A7et_Necatigil
ARKA KAPAK –
Modern İran edebiyatının
kurucularından Sadık Hidayet'in 1936'da Bombay'da yayımladığı başyapıtı, kendi
deyişiyle "özenle hesaplanmış, net, bilinçli etkilerle dolu" ve
"her sayfası bir partisyon gibi düzenlenmiş" Kör Baykuş (Buf-i Kur) ,
öteki yapıtları gibi, pek çok dile çevrildi, sadece Fransa'da (Andre Rousseaux:
"Bu roman bence ülkemizin edebiyat tarihinde özel bir etki
bırakmıştır") değil pek çok ülkede pek çok yazarı etkiledi.
Kör Baykuş 1977'de Behçet
Necatigil'in unutulmaz çevirisiyle Varlık Yayınları'ndan çıkmıştı. Philippe
Soupault'nun "Yirminci yüzyılın düşlemsel edebiyatında bir başyapıt",
Andre Breton'un ise "Başyapıt diye bir şey varsa o da budur"
sözleriyle nitelediği bu kült romanı, yine Necatigil'in çevirisinden,
Necatigil'in "önsöz"ü ("Türkçede İran Edebiyatı ve Doğumunun 75.
Yılında Sadık Hidayet") ve Bozorg Alevi'nin "sonsöz"ü
("Sadık Hidayet'in Biyografisi") ile sunuyoruz.
Okuma şenliği defterime buradan bakabilirsiniz.
Okuma listem için oluşturduğum defterime şuradan ulaşabilirsiniz.
Bir kaç hafta önce okudum bu kitabı. çok da etkilendim. yazarın ruh hali ve bunu ifade edişi ve kalemi son derece güçlü bence.
YanıtlaSil