Listenin 12. sırası: Doğduğunuz yıl hayatını kaybetmiş bir yazardan/şairden bir kitap.
Enteresan olan doğum günüm ayın 12'si ve kategorinin sayısı da 12:) Hem yıl hem gün olarak tam da doğum günüme denk geldi.
Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:
Okuma Halleri, Fotoğraflarla - Tante Rosa / Sevgi Soysal
TANTE ROSA
Yazarı: Sevgi
SOYSAL
Türü: Hikaye
Yayın
Hakları: İletişim Yayınları
- Dost
Yayınları, 1968 (1 baskı) -Sevgi Sabuncu adıyla-
- Bilgi
Yayınları, 1978-1980-1985-1996 (4 baskı)
- 1-16. Baskı
2002-2013, İstanbul 17. Baskı
2015, İstanbul
Desenler: Selçuk
Demirel
- 103 sayfa
Kitaptan Alıntılar;
* Funda Soysal-
Bu, Sevgi Soysal'ın ilk kitabı değil, ne de en başarılı, en bilinen romanı. Ama
Tante Rosa, Sevgi Soysal ile ilk kez buluşacak okura, onu tanıtmak için en
doğru kitap olabilir. Sevgi Soysal'ın anneanne ve teyzesinden başlayıp
kendisinde biten bir kadınlık çizgisi diye nitelendirdiği, Tante Rosa'nın
yaşamından kesitler veren bu ön dört kısa hikayede...
* 'Akşamları
dükkanı kapatıp yorgun argın eve gittiğimde bana hayatı kim sevdirecek?'
diyordu. 'Eve aldığı birkaç parça eşyanın bekçiliğini yapmadım diye bana
çatacak adam değil, felsefeye ihtiyacım var benim, ya, felsefeye. Benim kocam
bana Hindistan'ı anlatır, oranın değişik inanışlarını anlatır. Hanginizin
kocası Hint felsefesinden anlıyor ve güzel keman çalıyor?'...
* Sarhoş olunur,
ama sokakta sızılmaz, aşık olunur ama sokakta yatılmaz, doyulur ama sokakta
sıçılmaz, sokak gelip geçmek içindir...
^-^ KEDİLER ^-^
* ... yalnız
kedileri ve yırtıcı, özgür, orman hayvanlarını, ıraktan sevdi.
* Önce
kedilerden, sahiplerini ve onların evlerini korumayı pek takmayan kedilerden
çok, ...
* Kahveyi ocağa
koydu, kediye bir tekme...
* ... Siyam
kedisinin projektör gibi parlayan gözlerinden karanlık bastığını anladı.
* Sabah Siyam
kedisinin arsız miyavlamalarıyla uyandı Tante Rosa. Ne demişti kediyi veren
adam: 'Tek yaşamaz bu Siyam kedileri; çift almak gerek bunları...
* Salak kedi,
ulan biz çiftimizi seçebiliyor muyuz yani?
* Kedi gitti
şişme yatağın güneş vuran ucuna tembel tembel uzandı.
* Pisi pisi kalk
bakayım yatağın üstünden...
* Kedi en
edepsiz, en azgın sesiyle miyavladı. ... o pazar günü kedi, dişiliğinin
canavarlık noktasında ...
* Kedi atladı
masaya...
* Bir çift Siyam
kedisi isteyeceğim ondan.
* ... yaşlanmaya,
uyuz moruk bir kedi olmaya engel değil.
* ... kedi
vergileri...
* ... kedim
Mischa'yı sevecektim tam, hain tırmıkladı elimi...
* ... bir kedi
gibi...
* ... Siyam
kedilerinden biri vazoyu devirmiş, diğer kedi bunu fırsat bilerek...
Okuduğum tarih: EKİM 2015
Yazar Hakkında Bilgi= Sevgi Soysal (d. 30 Eylül
1936, İstanbul - ö. 22 Kasım 1976, İstanbul) Türk yazar.
Çizer Hakkında Bilgi= Selçuk Demirel (d. 18 Mayıs 1954 Artvin) dünya
çapında ün kazanmış bir Türk çizer. Çizimleri Türkiye’nin ve Dünya’nın önde
gelen gazete ve dergilerinde yayımlanmış, kitap ve albüm kapakları, afişler
hazırlayan, çocuk kitaplarına da çizim yapan Demirel yıllardır Paris’te yaşasa
da kişisel sergileriyle Türkiye’ye de uğruyor.
İlk
çizimlerini 1973 yılında
Ankara Atatürk Lisesi'sinde öğrenci iken yayımladı. Daha sonra ODTÜ'de mimarlık
öğrenimine devam ederken, Mimarlık Dergisi başta olmak üzere dönemin önemli
dergi ve gazetelerinde desenlerini yayınlamayı sürdürdü. 1978'de Paris'e yerleşti.
Çalışmalarını Paris'ten sürdüren Selçuk Demirel; Cumhuriyet,
Yeni Yuzyil, Kitap-lik P, Milliyet gibi Türk yayımları ile, Fransa'dan Le Monde,Le Monde Diplomatique, Le Nouvel Observateur ve ABD'den The Washington Post, The New York Times, The Wall Street Journal, The Boston
Globe, Business Week, SellingPower gibi yayın organlarında sürdürdü.
Çalışmaları
kitap illustrasyonlarından, dergi ve kitap kapaklarına; desen albümlerinden,
çocuk kitaplarına, kartpostaldan afişe dek çeşitlilik gösterir.
1974'de Akla Kara 1 adlı ilk sergisini açtı. 1981 yılında
yayımlanan ilk çocuk kitabı Karga Karga Gak Dedi'den sonra pek çok çocuk
kitabı Türkiye ve Almanya, Fransa, Japonya gibi
ülkelerde yayımlanmıştır.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Sel%C3%A7uk_Demirel
http://www.selcuk-demirel.com/index_fr.php
ARKA KAPAK –
İlk yayımlandığında
"yerli" olmamakla eleştirilen Tante Rosa, Sevgi Soysal'ın, sinemaya
da uyarlanan en özgün eseridir. Bir roman bütünlüğüne sahip olacak şekilde
birbirine ustalıkla bağlanmış on dört hikayenin ana konusu kadınlık
ikilemleridir. Sevgi Soysal'ın, o kendine özgü ironisiyle anlattığı Tante Rosa,
yaşamın kurallarına ve sınırlandırmalarına başkaldıran, ancak kadınlığına
hapsolduğu için hep yenilen biridir. O, "bütün kadınca bilmeyişlerin tek
adıdır."
İletişim Yayınları Sevgi
Soysal’ın bütün eserlerini yayımlıyor. İlk kitap Tante Rosa, Sevgi Soysal’ın
ölüm yıldönümü olan 22 Kasım’ın haftasında çıktı. 1968’de yayımlandığında,
çocukluğu Birinci Dünya Savaşı Almanya’sında geçmiş, Rosa adlı bir kadının
hayat hikâyeciklerini içeren bu roman, edebiyat çevrelerini şaşırtmış ancak pek
de anlaşılamamış.
İletişim
Yayınları Sevgi Soysal’ın bütün eserlerini yayımlıyor. İlk kitap Tante Rosa,
Sevgi Soysal’ın ölüm yıldönümü olan 22 Kasım’ın haftasında çıktı. 1968’de
yayımlandığında, çocukluğu Birinci Dünya Savaşı Almanya’sında geçmiş, Rosa adlı
bir kadının hayat hikâyeciklerini içeren bu roman, edebiyat çevrelerini
şaşırtmış ancak pek de anlaşılamamış. Sevgi Soysal’ı 12 Mart dönemi edebiyatı
yoluyla tanıyan okura ise hiç ulaşamamış. Oysa Tante Rosa, Sevgi Soysal’ı 12
Mart döneminin simge yazarı yapanın yalnızca 12 Mart değil, Tante Rosa’da ilk
filizlerini veren cesur bir kadınca duyarlılık olduğunun en güzel ispatı. Bütün
Eserleri dizisinde önce kronolojik bir sırayla romanları yayımlanacak Sevgi
Soysal’ın. Tante Rosa’dan sonra sırada kadın-erkek ilişkisi ve evlilik temasını
işlediği romanı Yürümek var. Soysal bu romanıyla (1970) TRT Sanat Ödülleri
Yarışması Başarı Ödülü’nü kazanmış. Ve yine bu romanı nedeniyle müstehcenlik
gerekçesiyle yargılanmış. Daha sonra gelen Yenişehir’de Bir Öğle Vakti,
özellikle Ankaralı solcuların çok sevdiği, etkilendiği bir roman. Oradaki Ali
karakteri, ideal bir devrimci modelidir; bir kuşak onu örnek alarak
devrimciliği öğrenir. Bir sonraki romanı Şafak ise Murat Belge’nin sözleriyle
“devrimci Türkiye romanı için çok yeni ve çok önemlidir” çünkü “Sevgi Soysal’ın
olayların nesnelliği ve insanların öznelliği arasında kurduğu diyalektik
ilişki, Marksist bir estetiğin ürünüdür.” Sevgi Soysal, kanser tedavisi için
gittiği İngiltere’de “hastalık-tedavi ötesi şeyler yapmaya” çalışır. Burada
yazmaya başladığı romanı Hoşgeldin Ölüm yarım kalır. İletişim Yayınları’ndan
çıkacak Hoşgeldin Ölüm’ün ardına Sevgi Soysal’la aynı dönemde yaşamış ve
yazmış, Attilâ İlhan, Oya Baydar, Tomris Uyar, Adalet Ağaoğlu, Ahmet Oktay ve
Vüs’at Bener gibi isimlerin tanıklıkları eklenecek. Hoşgeldin Ölüm, bu haliyle
belki de bir hüzün kitabı olacak. Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu, romanlardan
sonra ilk yayımlanacak anı kitabı. Muzip bir dille yazılmış bu anılar, tefrika
edilirken bazı solcuların tepkisini çekmiş. Öykü kitabı Barış Adlı Çocuk, 12
Mart öncesini, daha sonraki değişimi ve hastalığı konu ediyor. Yeni Ortam ve
Politika gazetelerine yazdığı yazılarının toplandığı Bakmak ise ilk öykü kitabı
Tutkulu Perçem’in ardından yayımlanacak. Yıldırım Türker, bu siyasi deneme
yazılarının gazete yazarı olmaya kalkmasındaki en önemli neden olduğunu
söylüyor. Türker, Sevgi Soysal’ın kendisi için “ilkgençliğinde dünyayla arasına
gerili; şefkatle harelenmiş bir zekâ, isyankâr bir neşe, kül yutmaz bir
duruştan dokunmuş bir tül” olduğunu yazıyor. Sevgi Soysal’ın İletişim’den
çıkacak son eseri ise daha önce yayımlanmamış oyunu Venüslü Kadınlar. Yayına
hazırlanan bir diğer kitap da, Sevgi Soysal’ın eserleri üzerine edebiyat
eleştirisi ağırlıklı yazılardan oluşan bir derleme. Genç yaşta kaybettiğimiz
Sevgi Soysal’ın bütün eserleriyle yeniden gündeme gelmesi, onunla büyümüş bir
kuşağın ona borcunu ödemesi, onu tanımadan büyümüş bir kuşak içinse önemli bir
fırsattır.
Tante
Rosa'dan
"...Bu
işin bir başka işten ne ayrıcalığı var? Bir adamın paltosu için para almakla
b.. için para almak arasında ne... fark var? Bu da bütün insanca işler kadar
pis. Günler geçiyordu bu uykuyla uyanıklık arasında. İnsan hiçbir şeylere
aldırmamaya bir başladı mı. Ne kendi durumunu ne de bütün durumları üstünde
durmaya değer bulmadı mı? Bu bir kış uykusudur ki hiçbir yaz sökemez. Ne ışığı
kapatıp uyuyor, ne okuyor ne de sevişiyor: Yatıyordu. Bazen yorgandan ayağını
çıkarıp saatlerce bakıyordu. Yarın yıkarım ayaklarımı, yarın yıkarım,
yıkamıyordu, ayaklarının az kirlendiğine şaşarak bakıyordu. İnsan geçmişini
unutabilir..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder