12 Mayıs 2017 Cuma

Son Şura - Sezgin Kaymaz

Bitti... keşke hiç bitmeseydi... okundukça yazılan romanlar olsa... arka planda sayfa sayfa çoğalsa, hikaye devam etse... şimdiki duygum ve ruh halimle: hayalim 😻
Sevinç Kuşları üçlemesinin son kitabıydı. Deccal'in Hatırı, Kısas ve Son Şura ♡
Bir: Sezgin Kaymaz'ın mizah yeteneğine, 

iki: özellikle hikayelerindeki (Sandık Odası) gerilimin dozunun muhteşemliğine, 

üç: çok uç ve sıra dışı karakterleri bunca sempatik ve içe sokulası kıvamda yansıtmasına, 

dört: kitaplarında patililerin olmasına, 

beş: izlediğim söyleşilerinden edindiğim izlenimle samimi, mütevazi, gönlü güzel bir insan olmasına, 

altı: edebi kalitesine HAYRANIM 😸

yedi: yine bir @sezgin_kaymaz kitabı okumak üzereyim 😹💙



Sevinç Kuşları üçlemesinin ilk iki kitabı için:



Sezgin Kaymaz külliyatını tamamlamıştım, buradan göz atabilirsiniz. Hatta eksik kalan kitabı da bulmuş ve heyecanımı şurada paylaşmıştım.


Okuma halleri fotoğraflarıma bakmak isterseniz:


  SON ŞURA
Sevinç Kuşları -3
Yazarı: Sezgin KAYMAZ
Türü: Roman
Yayın Hakları: April Yayıncılık
-   1. Baskı: Kasım 2015
Kapak Tasarımı: Eralp Güven
-   539 sayfa


 Kitaptan Alıntılar;

        * Bu dünya bir penceredir,
         Gelen bakıp geçer bir gün...
                            Murat Ozanoğlu

        * Deccal'in belirgin özelliği-
         Sağ kaşı sağ gözünün içine indi, çırpındı bir müddet...
         ...
         Sağ kaş sağ göze düşüp düşüp kalkmaya başlayınca kanı bir kere kaynadı bu adama.
         ...
         Deccal'in sağ kaşı sağ gözünün içine yerleşirken gözlerini istemeye istemeye ayırıp döndü Hayri.
         ...
         Deccal'a baktı ki sağ kaş çırpınıyor. Çıkıştı: 'Sen ne gülüyon?'
         ...
         Ağa'nın sağ kaşı bayağı bir girdi çıktı sağ gözünün içine.
         ...
         Bir çift ölü göz...

        * Ele akıl verir, kendini bilmez
         Hayal berberinde kel tıraş olur.
                                      Hasan Turan

        * Kendini bileydin hakkını bilirdin
         Eğri yoldan doğru yola gelirdin
         Bir sofraya konsan belki yenirdin
         Böyle çiğ kalmayıp pişmiş olaydın...
                                               Edip Harabi

        * Ben sana bok giyemem,
         Boklar duyar ar eder
         Bir zerren düşse boka
         Onu da mundar eder...
         Neyzen Tevfik

        * Aynı gökte uçarlar ama, kuzgunun dünyası başka, şahinin dünyası başkadır. / Muhammed İkbal

        * Ağla! ben de ağlarım gözyaşlarım özlemine az kalır
         Buralarda nem var! nem varsa sende kalır...
                                               Yılmaz Odabaşı

        * Bir deliye baktığınızda tüm gördüğünüz, onun deli olduğu hakkındaki kendi bilginizin bir yansımasıdır...
         Yani bu onu hiç görmemektir aslında...
         Onu gerçekten görebilmek için onun gördüğü şeyi görebilmeniz gerekir...
                                                                                     Robert M. Pirsig

        * Ben günah kadar beyazım, o tövbe kadar kara... / Sezai Karakoç

        * Ömrümü kaplayan karanlıklarda
         Ben bir şimşek gibi çakar giderim...
         M. Faik Ozansoy


^-^ KEDİLER ^-^

        * Kitaptaki sokak kedileri tabiri sokak çocukları için kullanılıyor. Yanı sıra gerçek mırkklar da var zaten:)

        * Merhamet, Hayri ve Celil kılığında sokak kedilerin uzandıydı. ... Memiş ve Okan...

        * ... alt geçidin sokak kedileri...

        * ... sokak kedileri sokaktan zinhar vazgeçmiyordu.

        * Sokak kedileriydiler, bağlasan evde tutamıyordun, hiç gönülleri  yoktu...

        * ... Memiş'le Okan bir ay arayla ölmüştü...
         Memiş havcan, Okan mırk:)

        * Veysel'in elini yanağına, alnına sürdü kedi gibi.

        * Bir zamanlar Okan'la Memiş'in sefa sürdüğü suit oda...

        * ... cumartesi demez çağırır, pazar demez çağırır, kedi osurdukça çağırır.

        * ... o yapış yapış irin damlatan kedi geldi.

        * Seksen renk, sarılı beyazlı kahverengili, topak topak, pis,kırçıllı, urlu, irinli, kızarık, pençe pençe kel bir kedi.

        * Kedi dediğin mırlar değil mi, bu hırlıyordu.

        * Kedi bir tuhaf hışırtıyla gelmişti peşinden.

        * Bi daha sakın aklıında ooolsun, Serpil'i kaktırma güzelim...

        * Kediden beter yapışmıştı hayvan; ama yüz kedi ağırlığında ve ebadındaydı...

        * ... Serpil tısladı.

        * ... Serpil bile geliyordu...

        * ... rafların üstüne yerleştirilmiş baykuş, kedi...

        * Kuş, kedi gibi mırladı.

        * ... Serpil kamburunu çıkarıp tıslamıştı...

        * Serpil ayağına atladı ısırdı.

        * Zila kucağına aldı Serpil'i. Anında gevşedi, mırlamaya başladı pis kedi.

        * ... Serpil de tısırtıyı kesti.

        * ... Serpil öbür yandan çocuklara harlanır gürlenir diş gösterir hırlar tıslar tehdit ederken...

        * Veysel en fazla yavru kedi osurmuş kadar ciddiye aldı Necmettin Mutlu'yu.

        * İsterse Timur'la Serpil üstüne çullanıp etini kemiğinden ayırsın.

        * ... Timur'la Serpil gelene gidene sataşmamaya başladı...

        * ... Serpil tıslamadı.

        * Kalktı çıktı İrfan'ın yanına. Timur'la Serpil de peşinden.

        * Ben Okan... o birbirine aşık tekir kediyle sokak köpeği geldi. Biri elini yaladı, biri ayağına süründü mırıl mırıl. Öbürlerini tanımıyordu ama bu kediyle köpeği basbayağı tanıyordu işte.

        * ... Serpil tıslıyordu.

        * Timur'la Serpil bu ikisini ayırmaya çalışıyordu.

        * Ne Timur'un hırıltısına pabuç bırakıyordu o haliyle ne Serpil'in tısırtısına.

        * Serpil koştu.


- Yazım-Basım Hataları-

        * Sf/ 137
         ... bo
         hçadaydı...

        * Sf/ 155
         Herkesin başında birgurur...

        * Sf/ 150
         ... arayp...

         ... Melih'in da...

        * Sf/ 293
         çıkarmamıştı henüz
         Nokta yok!

        * Sf/ 329
         ... olacak.' dedi
         Nokta yok!

        * Sf/ 376
         ... oğlanın süneti...
        
        * Sf/ 445
         ... mazda...

        * Sf/ 459
         ... amliyathanenin...

                                                                  Nisan 2017


Yazar Hakkında Bilgi=  1962'de Sinop'ta doğdu. Konya Anadolu Lisesi'ni bitirdi. Hacettepe Üniversitesi İngilizce Dilbilimi Bölümü'nü, Türkçe dersini veremediği için son sınıftan terk etti. 1976'dan itibaren oyuncu ve teknik direktör olarak hentbolla uğraştı. Türkiye Voleybol Federasyonu'nda  koordinatör olarak çalıştı.
Eserleri: Uzunharmanlar'da Bir Davetsiz Misafir (Roman / 1997 / İletişim), Geber Anne! (Roman / 1998 / İletişim), Kaptanın Teknesi (Roman / 1999 / İletişim), Lucky (Roman / 2000 / İletişim), Zindankale (Roman / 2004 / İletişim), Sandık Odası (Hikaye / 2005 / İletişim), Medet (Hikaye / 2007 / İletişim), Ateş Canına Yapışsın (Roman / 2008 / İletişim), Kün (Roman / 2012 / İletişim), Deccal'ın Hatırı (Roman / 2014 / İletişim), Kısas ( Roman / 2014 / İletişim).
         2015'e İletişim'i terk etti, April'e geçti. Sinirini bozmazlarsa onu terk etmeyeceğini söylüyor. Şimdilik şunları yazdı:
         Bakele (Hikaye / 2015 / April),
         Son Şura (Roman / 2015 / April),
        
         Daha da yazıyor.

         Yazmayı terk etmeyecek, Hülya'yla beraber evde baktığı on dört baş evlad-ı hayvanatı terk etmeyecek, Hülya'yı terk etmeyecek. Sevdiklerini asla terk etmedi çünkü.
         Mektupkardeşleri için posta adresi bile var: sezgin.kaymaz@gmail.com


ARKA KAPAK –

Şenlik başlıyor, kıyamet kopuyor, sevinç kuşları en yükseğe havalanıyor!

Opera, Çankaya Karakolu, Kumrular...
Yeraltının tekinsizleri, yerüstünün kırıkları, manyak doktorları, garibanları, haydutları, iyi polisleri, kötü polisleri, iyi kötü polisleri, eli maşalı aklı karışıkları...

Yangın, hesaplaşma, hile hurda, çek senet, heyecan, neşe, acı mizah, olmadık aşk, hep aşk, ille de aşk.
Sezgin Kaymaz Sevinç Kuşları serisinin üçüncü romanı Son Şûrâ'da okurun tiryakisi olduğu kahramanların iplerini çözüyor; yerde gökte yıldız, kitapta kütükte kanun bırakmıyor.
İyiyle kötünün, umutla düşüşün sınırlarında kurduğu dili ve lezzetli üslubuyla Sezgin Kaymaz eski ve yeni okurlarının karşısında. Edebiyat karnavalına hazırlanın.
Deccal'ı tanımayanlara bir uyarı: Romanın içinde kırık bir jilet saklı!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder